Ben hiç hissetmedim morfinsiz attığın neşteri,
Ve hiç bahsetmedin gidişinle gelecek mahşeri,
Sana kim ne bahşetti?
Neydi bu ayrılığın ecri?
Hâyır mı beklemeli, alıp bıraktığın şeri?
Bu 'Aşk'ın sonuna,
'Git' ekleyerek, hapsettin beni gözyaşıma
'Bit' ekleyerek, itekledin uçurumlara.
Bak Sevgili..!
Üşüyorum düşerken.
Kırık dökük pencereme vuruyor yağmur damlaları,
İçime sızan her damla kezzap tadında..
Sıva tutmuyor artık gönlümün yıkılan duvarları,
Sorun harçta değil, Aşkta..
'Hadi bu son, Söz' dedi yeniden.
Oysaki Son Söz'ünde de gitmiştin helalleşmeden.
Üstelik bırakmadın yakamı, içimdeki Sen'i deşmeden.
Leşcildin aslında..!
Rumuzun Aşk'a bürünmüş Düş Kemiren...
Bilmeliydim…
Aşk'ta 'GİT'ti Sen'in hitabın.
Gitmeliydim…
Belliydi hitabından sonum.
Sarf ettikçe zehirden acı sözlerini,
Cam kesiği her yerim,
Tuza yatırılmış gibi bedenim.
Renc etme daha da..!
Çıkar ayrılık kınısından hançeri,
Alevken…! Kül oldum ben,
Yağmur misali gözümden inince Sen.
Haykırırken..! Lal oldum ben,
Susmaları gidişinle dilime eş edince Sen.
Sus yüreğim!
Yâd etmenin sırası değil yaşanmayanları.
Daha olgunlaşmamışken küller...
Bırak gizde kalsın,
Lafzdan öteye geçemeyen düşler..
'Yaz vasiyetimi' dedi Gönül, Kalem'e...
'Her hecesini yaz ki kalmasın ukdesi' diye
Yazdı Kalem sitemkâr tavrı ile
Her hecede 'Yaşadıkça yazmak varken bu oldu mu? ' dercesine...
Gönül gördü sitemini ve döndü Kalem'e:
Hiç aklıma gelmezdi söyleyemediklerimin yargılanacağı,
En masumu en söylenmemişiyken
En söylenmemişiyle başladı mahkeme.
Ve tüm söylenmeyenler suskunluktan hüküm giydiler az önce,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!