Aşk'ın defolu çıktığını anlayınca,
Ayrılık nakaratlarıyla 'Biz' defolmuştu,
Defnolmuştu!
Ayazına kanmış,
Yanmış...!
Gidişin'in ayak seslerinde,
Ninni edasında büyüdüm Korkularım'a.
Her yanımı sarmışken sana,
Üveyliğin gibi itildim Kapı Ardılarım'a.
Her bakışında gözümde bir kan doluşu,
Her selamında gönlümde bir ense vuruşu,
Takılı kaldın boğazımda öksürt kendini...!
Öksürt ki,
Kanıma karışmış canınla tüküreyim tenini..
Ayan beyan hatırlarım, aklımdadır kilidini vurduğum mazi.
Lakin,
Nereye gitti göz mazgallarımdan taşan o yaşlar sahi?
Neydi o sulandıkça kanmayan gönlün hali?
Yoksa kan, mayan mıydı acılara harbi?
Ya da bir adım ileriyi görmeyişim miydi asıl cani?
Fişlenmiş,
en mahrem yanlarından Aşk.
Gizi, Bizi kalmadı,
tüm zaaflarımızı bilmekte Ayrılık.
Yolun sapağına ilişmekte olan Aşk'a,
solumu meylet...!
Ayrılık itirazsız tebliğ edilmekte Aşk'a,
Sen'liğimde izini kaybet...!
Keyfiyetinin ışığında, mücbir sebepti bu ayrılık.
Aymazlıktı seninkisi, gecene ay gibi doğana âmâlık
Sen'lenmelerle seslenirken, sense takındın sağırlık.
Bir konuştun, bir hecende bin hakaret savurdun.
Belirdi...!
Her ayrılıkta bin zehir zerk ettim hatıralarıma,
Bininde de kustum Aşk'ı satırlarıma.
Yüreğimi satırladım!
Satırladıkça, satır aralarında kayboldum.
Her kayboluşta yine ben Sen'i buldum.
Hep 'oluruna bırak'larda kaybettim ben seni
Peşinden koşmalarda yitirdim Bizi.
Hep yalnız sildim koşmaktan geriye kalan isli terimi.
Ter miydi gözyaşı mı kestiremedim tabi.
Terimle karışmış yaşımla, göz pınarımda nefessiz bırakarak öldürdün Beni.
Gecenin sularında özlemle şafağa demir atarken,
Zannedersin ki bir gecelik mesafe oluvermiştir asır.
Tam kıyıya yaklaşıp şafağa göz kırparken,
Tutunsanda beklenene hissetmezsin,
Demir atmaktan tutuvermiştir ellerin nasır.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!