Gecenin karanlığına pişmanlıklarımızı gömerken,
Doğan güneşe ise umutlarımızı ektik.
Ölüm çoğumuza bir anlık kurtuluş iken,
Biz sevdiklerimizin hatırına yaşamayı seçtik
Yaşadığı bir sorunu, ikinci ve daha büyük bir sorunla unutan insanların varolduğunu görünce,karşılaştığım bir sorun için üzülüp dövünmekten haya etmeye başladım...
Zamanın bizi nerede bırakacağını katmadan hesaba,
Bıraktık muamma bir teslimiyetle onca şeyi zamana...
Aklını ve yüreğini birbirine karıştırmış,hep ayıklama çabasında.
Sabah ve akşam,gece ve gündüz,kış ve yaz,
Şimdi ve daha öncesinde, hep bir düşünce safhasında.
Bu dünyayı,
Yahut bu dünyadaki insanları anlayamadığından yakınmakta.
Meraklı gözlerle bakıp,şunları sordu bir gün;
+ Neden şiirlerin hep başlıksız ?
+ Hepsinin birer adı yok mu ?
+ Onları birbirinden nasıl ayırt edebiliyorsun?
O an, içimden çektiğim ahı duymasını isterdim.
Üzülerek ve ona belli etmeden geçiştirmeye çalıştım sorduğu soruyu.
Ne eyler isen hoş eyle,
Gel dünyayı boş eyle.
Ölüm zaman kollamıyor,
Bin düşün de bir eyle...
İhanetin,yüzümüze gülerek,
DostÇAKAL,hoşÇAKAL diyenlerden olması,
Bize çakallığın ne demek olduğunu, çok iyi öğretti.
Her zaman şanslı olamayabilirsiniz,
Lakin her daim inançlı kalabilirsiniz...
Ve büyüdükçe kirleniyordu insan,
Kirlendikçe de büyükleniyordu her an
Onca büyüklenenlerin sonu iken hüsran.
Değişmek için neyi bekliyordu o zaman...
Be hey insan oğlu nedir senin derdin,
Yok mu ki Allah'ın, kitabın ve de dinin.
Irkçılık kime ne kazandırmış bir düşün,
Düşün ki bir de öbür dünyası var bu işin...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!