Sağımız haram,solumuz haram.
Arkamız uçurum,önümüz umman.
Sen nasıl bir imtihansın, Eyy Ahir Zaman...
Değil mi ki çoğu şeyi bilmiyor insan,
Yalnız haddini bilmesi kafidir onca şeye.
Gel gör ki edep duygusundan yoksun olan
Dünyayı da bilse değmez bir incir çekirdeğine...
Bir ayrılık vakti nemlenir gözler, bükülür boyun,
Boğazında acı bir yutkuntu, çıkmaz sesin soluğun.
Dile zor, göze zor, hele ki ele zor gelir veda,
Bu yüzden koymuşlar ayrılıkların adını ELveda.
Layik olmasa da ellerim,temiz bir yakarışa,
Dua dua seviyorum seni,bütün aminlerime katarcasına...
Birini olduğu gibi kabül etmediğiniz sürece,
Onu hep yanlış anlamak zorunda kalırsınız.
Söylediğiniz doğru, karşıya yanlış geliyor ise
Bazen yanlışın kişilikte olduğunu anlarsınız.
Onun hasreti, fukara yüreğimin yegane sermayesi,
Zatındadır onca derde püryan hali ahvalimin tesellisi
Layık görür müsün kapısının eşiğine, bu biçare kıtmiri
Zira bu can bir seni bildi,bir de Habib-i Muhammed'ini
Erzurum yaylalarındaki,
Çoban kavalından çıkan sesten daha yanıktır yürekleri.
Ve hoyrat duygular beslerler o yanık yüreklerinde.
Sessiz olsa da çığlıkları,firari bir bakışla konuşurlar.
Ve haddi hesabı yoktur,
İçtikleri sigaranın dumanında boğdukları hayallerinin.
Erkek adamın,
Vatanına, milletine hayırlı olacak şekilde yetiştireceği çocukları olur...
Farklı olmaya çalışmamandır aslında seni asıl farklı kılan
Zira her yerde var zaten farklılaşmaya çalışan bir şarlatan.
Farklı olmayı değil de,
Faydalı olmayı deneseydik,
Belki her şey tam da istediğimiz gibi olurdu...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!