Bir saka kuşu öter, dinler meyve yaprak dal
Arılar vızıldaşır, dinler kovan petek bal
Her çiçekte başka tat, mest olmuş kelebekler
Çimenlere örtülmüş, çiyden örülmüş bir şal
İncilerle bezenmiş zümrüd renkli yapraklar
Ey nûrlar saçan güneş, şu âlemi seyre dal
Ardıç kuşu ses verir, yeşillikler içinden
Renklere bürünmüş aşk, sümbülde mor, gülde al
Akasya ağacından nidâ eder ibibik
Bir aşk var sadâsında, yok bir hîle ya da al
Servilerde kumrular yâdederler cânânı
Yâr sözünden gayrıya aslâ olmazlar hamal
Sakince benliğini, vermiştir dinginliğe
Yaprak nağmelerini dinleyen güzel maral
Dostlarıyla yanyana mes'ûd uçan kırlangıç
Göğsüme kur yuvanı, beni de yanına al
Bir serçedir yüreğim, sessiz, ürkek, kararsız
Yâri an küçük serçem, hayalleri yere çal
Rahmet getiren bulut kaplarsa göğü korkma
Gürül gürüldür gökler, şimşekler çatal çatal
Göklerin mâviliği, denizlerle birleşir
Sonsuz bir yolculuk aşk, ne düştür ne de masal
Denizlere yol bulur, dağlar içre akan su
Dalgalar arasında dost arar ufak bir sal
Bu ezelî ummânla kim boy ölçüşebilir?
Dağlar gibi gemiler, küçücük birer sandal
Mevlâ’ya sığın ey can, yelken aç bu deryâya
Yol gösterir Son Elçi, O’nun nûruyla yol al
Derin mâvilikleri, ufukları seyreyler
Kumları pırıl pırıl, emîn, temiz bir kumsal
Dağlardan coşan bir su, şenlenmiş ceylanlarla
Bol bol ak sen güzel su, hiç azalma hep çoğal
Ceylanın gözlerini anlatır bulutlara
Dorukların üstünden göklere bakan kartal
Yürek avlayan gözler, buğulanmış hasretle
Sevdâ peşinde coşkun, yâr huzûrunda uysal
Sessizce esme rüzgâr, kamışlığın içinden
Eşsiz sevgiliyi an, yakıcı bir nağme çal
Yürekleri nûr eden, cennetleri bahşeden
Yüce bir aşktan söz aç, fânî aşklar olsun lal
Aşk katar söze mânâ, eşsiz bir aşkın nûru
Neylesin kuzulara, sevdâdan boş bir kaval
Sevdâ yamaçlarında huzûr duysun âhûlar
Kulak verirken aşka, ne kurt gelsin ne çakal
Gugukçuğu dinlerken saâdetle her sabah
Geçer dünyâdan canlar, ne mülk ister ne de mal
Gerdanlıklı güvercin, yâri anıp inlerken
Ona bağlar kalbini ayağındaki halhal
Tan yeri ağarırken çağlayıp şakı bülbül
O Sevgiliyi anlat, cihâna sesini sal
Sînelerin nûru aşk, Rahmân’ın ihsânı aşk
Göğsüme gir haşmetle, sonsuza dek orda kal
Kayıt Tarihi : 2.5.2017 15:49:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Salih Şanlı](https://www.antoloji.com/i/siir/2017/05/02/gogsume-gir.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!