şahdamarım kabarır; en ondurmaz deminde,
bir gülüşün â'rafı omuzlarıma yıkar.
çiy yürür de toprağa çayır çimen ceminde,
kıskanır âyininde börtü böcek edânı...
dallar çiçeğe durmuş, ekinler gök, ne çıkar;
göğsümde cevşenimle karşılarım gadanı...
yamacına uzansam, ufkuna varsam bir kez,
boşanır telâşımla rûy-î zemine hengâm.
kuşluk vâktine doğru alaca iner inmez,
al çarpar, düşlerine perçinlenen şâdanı...
yüz dileğin yüzünde dize kapansam ne gam;
göğsümde cevşenimle karşılarım gadanı...
tövbem nimete sayar, gemlenmez her tohumu
çiğdemler nergisleri sarınca yalınayak.
tomur gözeler gibi kuşat, kuşan ruhumu;
şevkim asma ışkını, nevrim zeytun fidanı...
tütse de her cengimde yazı-yaban ve koyak,
göğsümde cevşenimle karşılarım gadanı...
gün vurdukça sîneme âh-ı serâbın siner,
yollarına düşmemi, hikmetin sanma sakın!
herşey aslına döner, yağmur yağar, kar iner;
ben, yer gök arasında aranırım sedânı...
raksa durmuş çakınlar şaha kalkmaya yakın,
göğsümde cevşenimle karşılarım gadanı...
28 Aralık 2011 / Gaziantep
Hakan İlhan KurtKayıt Tarihi : 19.10.2012 00:36:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Benim temas etmek istediğim asıl konu ise, Cevşen mevzusudur. Bu kitabı bize veren zatlar, bunun her belayı ve musibeti def ettiğini söylediler ve de onun Resulullah'a Uhud harbi esnasında Cebrail tarafından vahiy olarak indirildiğini ve ona, "Zırhını çıkar ve bunu oku!" dediğini anlattılar. Biz de yıllarca onu, bizi beladan koruyacak diye hem boynumuza astık hem de ger gün okuyup durduk ama zamanla hiçbir belayı def etmediğini ve kaderde yazılanı asla değiştiremediğini müşahede ettik. Daha sonra bunun Acem uydurması olduğunu öğrendik ve okumaktan vazgeçip, boynumuzdaki cevşeni de çıkardık. Daha sonra Kur'an'dan öğrendik ki, İnsanın ezelde yazılan kaderinin değişmesi söz konusu olmadığı gibi, insanı her türlü kötülükten ve beladan ve de gada'dan yalnızca Allah-c.c- koruyormuş. Ayrıca, Resulullah, kendisine gelen bir vahyi umumdan gizleyip sadece bazı şahıslarla paylaşmasının da söz konusu olmadığını yine Kur'an ayetlerinden ve hanımı Aişe validemizin rivayetlerinden öğrenip, yıllarca bizi uyutup aldattıklarını öğrendik. Hakan bey kardeşimizin de fazla geç kalmadan Kur'ana ve sahih hadis kitaplarına yönelerek bir an önce bu gerçeklere vakıf olmasını tavsiye ederiz vesselam.
Açsın tek bir tomurcuk diye ömrümü verdim... m.S.
TÜM YORUMLAR (7)