Kapi tokmaklari calinmis bir dügünse
Acildiginda avlunun kapisi devrilen kalabaligin gügüm suyu
Ve elleri tellerde gezen lir..
Davulun gürültüler koparan seni bana cagrisidir
Duman sardiginda karsi yamaclardan bosalan sessizlik neyse ki..
Henüz yayina verilmemis baharin
Ve henüz baskisi yapilmamis sayfalar arasinda kuruyup solan ciceklerin
Ince örtülü
Kalin cizgili
Uzun soluklu merdivenlerinden granit kayaliklarinin
Bostanlar
Zeytinler
Gonca kehribar
Portakallar nasil ki biraz insandir, denizler biraz liman
Dalgalar biraz insan biraz iskele biraz da hayat serüven
Hersey nasil ki birbirine ihtiyac duyar aranir ve tamamlanir
Poyraz bir yerde cinlayip duran isliklar gibi
Su topraga kum cöle ask insana, mutlaka insana..
Sahandaki son lokmadan sonrasin bile ve gel zaman git zamana
Bir dillim düdük hikayesiyle pürlenen sögütlerden
Sonu mutlaka seni kendine getirecek olan ömrün mühletin ve menzilin
Basin döner felegin sasar belki bileginden dirsegine kadar
Belki kapiya yaslanmis bir gölgeye tutunarak, belki müjdesini sokaklara dökülmüs
Gönül katigini, hasretin azigina fark kattigin anlamlardasin
Kalbin nerdeyse sen ordasin iste sevgili , yel yaban
Gökyüzü karpuz ekiyor bahceye, bahar dönüyor salincaginda günesin
Kirlarda navruz kolyeleri baglayip toprak tütüyorsun ya, biliyorum…
Bense binmisim her dalgada dizgin koparan sürgün suvarilere ask ile
Vapuur vapur köpüren sularda efiil efil esen firari
Mart / 24
Kayıt Tarihi : 22.3.2024 16:24:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!