Tam da göç mevsimiydi.
Dolunay kanıma girdi.
Bir ekim akşamında,
yakamozlarda koşa koşa
geldim sana.
Bir yanın dağ,
..
Kış geldi,
Herkes şenlendi.
Soğuk bir rüzgâr esti.
Tüm kuşlar göç etti.
Kış geldi,kar yağdı.
Çocuklar oyun oynadı,
..
Belki bana söyleyecek bir seyleri vardır
Şu kalbi kırık kuşların.
Belki fısıldayacak bir sesleri
Onlar göç mevsimine girmiş çoktan
Çoktan iz kayıpettirme peşinde
Kendilerini unuturma hayalerinde
İşte dağlarda,ovalarda,denizlerde
..
Akşam yine güneş garptan göç etti bu gün
Gurbet sancısı bağrımda kör bir düğüm
Bir yaşmaklı görsem anam gelir aklıma
Babamı özlemek sinmiş yapraklarıma
Çökünce karanlık kalbimin sancısı artar
Bu sancı anne baba evlat özlem acısına uğrar
..
Senin için; sana; senden...
Kalan son şarkıyı söyleyip, son sigarayı içip
Son kadehi devirip; -ki sonsuzluğa hiç bu kadar yakın olmamışken
Eğilip öptüm bastığın taşları...
Bütün enkazların altında kokunu aradım...
Her mevsim göç olur bu şehirde;
Sessizce gidişini izlemeyi...
..
Kamyonlar gider gözlerimden
Bir kurşunda gece yarısı
Çekildi eller seven yürekler taşındı
Buralardan
Göç etti bu kalpden bir sevda masalı
Kamyonlara yükleyip gülleri
..
Sebebi sen nedeni aşk
Yalnızlığın olmadığı
Bir yerlere gitmeyi planlıyorum
Belki gittiğim yerde
Aynı hayatımdan biri vardır
Aynı acıları yaşadığım biri
Belki de senin aynın gelir karşıma
..
Sripada’nın mor dağlarında
Kül rengi bulutlar koydum ölümle arama
Kendi yaşamımın hünkarıyım
Göç yorgunu gözlerimin serabında
Kendi masalını dinleyen bir eceydi
Sri lanka’lı kızlar
Can pazarında tek sarraftı
..
Bulutlar dağların üzerinde
Kırmızılaşıp morlaşıyor.
Güneş sanki yavaş yavaş
Dağlar arkasında kaybediyor.
Sanmam rüyalar kadar
Güzel değildir.
..
“İnsanın anayurdu çocukluğudur”
önce anayurdumuzda yaşarız
sonra göç ederiz gençliğimize
ve ordan orta yaşlılığa
derken
birden
..
Kuşlarda göç etti mevsimsiz bir günde
Ve bir günde bir çok mevsimin olduğu
Günsüz mevsimler yaşanmaya başlandı
Kuşlar geri dönünde mevsimler günlere değil
Günler mevsimlere karışsın
Bitsin bitmeyen hasretim
Hasretim bitsin diye bilinmezliğe gitsin
..
S eni sever deli gönlüm, S ızım dinmez yaram derin
E y sultanım iki gözüm, E lemlere derman sensin
V arım yokum sensin özüm, V ar mı başka çarem benim
İ şte işim bir tek sevgim, E kmek, soğan ufak dilim
Y a kabul et! budur sözüm, C evabın ver çabuk derim
O lmaz dersen sonum hüzün E l yurduna göç ederim
R üyalarda seni gördüm G ül-şen bağın gülü derim
..
yüreğine bağırdım
seni seviyorum diye
duymadın beni
bu bir değil üç değil
seni sevmek suç değil
duyarsın birgün elbet
zalimliğin öç değil
..
GÖÇ
Bizi nereye götürdüğünü bilmediğimiz bir yoldayız.
Önümüzden, ömrümüzden geçi geçiveren
suskun yüzlü kervanlar.
Bir saatin tik taklarını saymakla mı yitirdik yaşamı?
..
Ayrılık dediğin ateşten gömlek.
Sevdaya düşene layık mı giymek?
Yaşamak anlamsız, haramdır gülmek.
Sevene sebebi sorulur mu hiç?
Ölüm olsa, tanrı buyruğu dersin.
Göç etti dünyadan bir kulu dersin.
..
Akşam yine güneş garptan göç etti bu gün
Gurbet sancısı bağrımda kör bir düğüm
Bir yaşmaklı görsem anam gelir aklıma
Babamı özlemek sinmiş yapraklarıma
Çökünce karanlık kalbimin sancısı artar
Bu sancı anne baba evlat özlem acısına uğrar
..
MEZAR NOTLARI
1-Yaşarken, insanlarla ilişkilerinde araya oldukça mesafe koyan, çok saygın ve bir o kadar da resmi ilişki gözeten bir kişinin cenazesine gitmiştim. Yaşarken bu kişinin ördüğü duvarları aşmak, koyduğu mesafeleri ve sınırları çiğnemek mümkün olmazdı. Cenazesi kaldırıldığı gün öyle bir yağmur yağmıştı ki
Cenazeyi kabre indirmekle meşgul üç-beş kişi ve din görevlisinin dışında hiç kimsenin yağan yağmurun, mezarının etrafında oluşturduğu çamur deryasından dolayı cenazeye yaklaşamadığını gördüm, çok etkilendim. Demek ki yaşarken nasılsanız ölürken de öyle uğurlanırsınız...
2-Karısının telkinleriyle, Akrabalarından uzak yaşamayı onlarla arasında mesafe olmasını isteyen bir adamın hayatı boyunca akrabalarıyla kopuk ilişkilerinin sonucu kendisinin değil karısının ailesinin kabristanına gömülmesi olmuştu...
3-Babaanne yaşlanmış ve görme özürlü olmuş, son otuz yılı aile bireyleri için bir sıkıntı oluşturmuştur. Kim bakacak kavgası ve gerilimi otuz yıl sürmüştür. Kadıncağızın çocukları arasındaki ilişkileri otuz yıl boyunca bu gerilim belirlemiş... Büyüyen çocukların hepsi bu paylaşım(!) kavgasından psikolojik olarak etkilenmişler...vefasızlığa, Yalana ve bencilliğe dair her şey öğrenilmiştir, kuşaktan kuşağa aktarılmak üzere...ve bir gün ölür kadıncağız...bir mezara gömülür...bu mezarın bulunduğu kabristanda aile bireylerinden hiçbiri yoktur...Adeta herhangi bir çukura atılmıştır...yaşarken istenmeyen kadıncağızın kabristanında da kimseleri yok. Kim bilir bu kadıncağız da yaşarken kimleri istememişti yanında?
4-GİZLİ
..
Biraz geç kalmış, olabilirim sana
Her geliş yenidir deyip, başlasak ya
Dargın gülüşlerin, vuruyor içimi
Kanıyorum, görünmez yara açma bana!
Göç vurgunu hayalleri yaktırma
Sevda orucunu bu gönüle tutturma
..
Yollar gunah dosenmisler
Hayredenler usenmisler
Ata-ote gucenmisler
O yarinlarin suclusu biz!
Taban tasimiz kalmadi
Yelsiz gunumuz olmadi
..