GÖÇ ŞİİRLERİ

GÖÇ ŞİİRLERİ

Zekeriya Teke

Bu şehir
Bu mavilik..
Yagmur..
Çatı katı
Çöp poşeti..
...Rüzgar,
Hışırtı
..

Devamını Oku
Bilal Geniş

-0001-Türk Perisi-5001-

Biliyormusun...
Türk Perisi....

Kıtlık başlamış...
Atama rüyasında...
..

Devamını Oku
Bilal Geniş

-0001-Türk Perisi-5001-Turkish

Biliyormusun...
Türk Perisi....

Kıtlık başlamış...
Atama rüyasında...
..

Devamını Oku
Bilal Geniş

-0001-Türk Perisi-5022

Biliyormusun...
Türk Perisi....

Bize böyle öğretmişlerdi...
Her zaman Satılık tarihçilerimiz...
..

Devamını Oku
Bilal Geniş

-0001-Türk Perisi-5022-Turkish

Biliyormusun...
Türk Perisi....

Bize böyle öğretmişlerdi...
Her zaman Satılık tarihçilerimiz...
..

Devamını Oku
Seyfi Karaca

Hep gecici seylere küser gibi
Tül perdeleri ve yumusacik elleri vardi limandaki esintinin
Gel iste cevizler dökülüyor deredeki yoluna
Sazliklar hic calgisi olmayan sarlkilari tutusuyorlar kendincede hüzzamda
Gel iste cagrildigina gidiyor göc
Omuzlarinda yorulan cicegi artik yazindan göcen ve bahara uzak
Ne kadar yaraliydi ve ne kadar sarilari giyinmislerde solgun
..

Devamını Oku
Ramazan Çiçekli

Her mastar da isimken,
terk ettim seni.
Ayrıldım senden,
ne ismin var artık ben de,
ne de sen.
Terk ederken göç etti
kalbim,
..

Devamını Oku
Zekeriya Teke

Beklesem
Ay gitmeyecek geceden....
Gece,yagmur ve kar altında
Gitmeli
Tutup kollarından güneşin
...Sıcaklıgını
Serçelere sunmalı
..

Devamını Oku
Ali Uğurlu

Karanlık gecelerimin mehtabısın ışığısın.
Işığısın göç edeceğim yerlerin.
Yıpranmış gönlümün aşığısın.
Işığısın ömrümün son demlerinin.

Ne zaman seni arasam yanı başımdasın.
Yanı başımdasın dert ortağımsın.
..

Devamını Oku
Seyfi Karaca

Esen poyraza yol sorup yüklü yüklü gemiler
Bulanmış bulutlardan nem kapmaya islicamlardaki hayalin
Rıhtım çardaklarında sarhoşluğunu saklayan bir sandal var ki günakşam
Açılmış dudaklarını yağmura bırak diyor baharındır
Baharsa ya senin
Ya benim tutuşan ellerinde kendini gözleyip duran kandil
Limanları şehrine koyup göç yolların izleyen göçmen ya senindir
..

Devamını Oku
Mehmet Işık Ron

bulutun sesine katıyorum

çığlığımı..

yorgun iklimlerin

başkaldırısına uyup
..

Devamını Oku
Selim Akgün

Kuş beyinlidir yüreğim,
Yuvasını yanlış yere yapacak kadar...
Gagasında umut dolu çalılar,
Yuvası kanatlarına zarar...

Kuş beyinlidir yüreğim,
Bilmez göç nedir...
..

Devamını Oku
Yahya Yahşi

Bu gecede zarar ve ziyan semtlerinde dolaşıyorum tekbaşıma,
ağaran saçlarımda grinin öfkesi siyahın boynu büküklüğü var.
Kader kedere denk. katmerli dolunay gecelerinde yanıbaşıma,
Düşen ıstırapın sillesi ağır,
tan siyahlaşıyor bu gecede hayret,dahası hasret var.
Mevsimlik işçiler gibi göç ediyor yıldızlar. Gidenin dönüşü yok,
Döneninse halinde mecal yok.Aşk yok sevgi yalın.
..

Devamını Oku
Hasan Akay

Koştum bir yolda yoruldum
Acıyla
Meyhanelerde doldum.
Delicesine esen bir rüzgarın
Önünde savruldum.
O şarkıyla ben kalbimden vuruldum.
Göç etmişim bambaşka bir dünyaya
..

Devamını Oku
Osman Demircan

Sorular aynı olunca cevaplar da aynı oluyor. Neden bana farklı sorular sormuyorsun? Neden bir fark yaratıp benden farklı cevaplar beklemiyorsun.
Bilirim seni hep aynı ifadeler mutlu eder. Harikasın, senden iyisi yok, sen dünyaya bir renk bir desen katıyorsun gibi...Oysa sana ben bir sapa benziyorsun, gülü ortada olmayan demek istiyorum. Yok illa sen bana gülüm deyin istiyorsun.
Bir gül bahçesi solduktan sonra yağmuru beklemez olur. Bulutlara sevgilim demez bir daha. Ama sen o solgun yüzünle, gözlerini bulutlara döndürüp, hala yüreğine su serpecek bir bulut arıyorsun. Artık anla bir damla bile düşmez yüreğinin o çorak duygularına. Yüreğini kabartacak yağmurlar başka lalezarlara göç etti. Sen hala umutlusun.
Nerde kaldı o çakal yağmurları? Nerde kaldı sana gülüm diyen o yalancı baharlar. Çoktan unutuldun ve bırakıldın. Öptüğün dudaklar sana gülüm demiyor artık. Öpüldüğün zamanlar kışa döndü. Bunca çırağı düşmesine rağman yüreğine sen hala oynaştasın. Hala çocuk çağlarının masalındasın.
Yok beyaz atlı prens. Yok peri kızlarının göle vuran güzelliği. Yok artık sana masal okuyacak kimse. Büyüdün seni aşağılayan, seni küçük düşüren insanlara inat. Ama bir şeyi anlamıyorsun. Ortada bu kadar mezar varken, hala kendini özel sayıyorsun. Bu ölümlü dünyada yaşarken kendini kandırıyorsun. Sen de herkes gibi ölümü tadacaksın.
Neden bana cevabı belli sorular soruyorsun. Aklına bu kadar söz kalabalığının içinden birey olmuş, kendini bulmuş bir cümle sormuyorsun. Sen de herkes gibi aynı sorular içinde kendine yer edinmeye çalışıyorsun. Ayna ayna var mı benden güzeli gibi...Oysa güzellik şahit aramaz. Neden bütün aynaları kırmıyorsun. Dudaklarını uzatmış, gözlerini yummuş, bir öpücük bekliyorsun. Birinin seni derin uykundan uyandırmasını düşlüyorsun. Hayal kurması güzeldir, eğer bir cehennemde cennet hayaliyle yaşıyorsan. Eğer ağlayamıyorsan, mutluluk gözyaşları dökemiyorsan, gözlerine inanmalısın, gördüklerine inanmalısın. Çünkü sana mutlu bir gün gösterecek takvimler, acının rüzgarlarıyla oraya buraya savrulmuştur. O zaman beyaz atlı prensi bırakıp, kendine ve yaşamına yön verecek rüzgarlara karşı yelkenli yapmalısın. Başka limanlara doğru yol olmalısın. Bakışlarını yeni ufuklara doğru kaydırmalısın.
Neden bana iddealı sorular sormuyorsun? Bu kadar mı cümle kıtlığı yaşıyorsun? Sen ne için yaşıyorsun? Birisi sana sokak ortasında aptal diye bağırsa yerin dibine batıyorsun. Neden insanların yaptıkları yanlışlardan dolayı hep kendini suçluyorsun?
..

Devamını Oku
Yücel Yarımbatman

kuzgun bir bahar göçü gözlerimde
ya göz yaşı kaderim,
ya da saksıda ilk bahar gibi saf ve asil...
isterimki seninle olsun
sende inatçı bir efkar
bende bazı yabancı hallerim...
ya sensiz yaşamak uzunca
..

Devamını Oku
Ese Ese

önce aşktan konuşacağım biraz (sanki dağları delmişim gibi bir ukalalıkla...)
sonra ilişkilerden... her okuyan bana bir yafta eklemeyi bırakıp bi kendine bi de çevresine baksın lütfen...
bi gün uzun zamandır tanıdığım birine ilgi duydum... bir süre sonra onunla yatar onunla kalkar bi duruma geldim... kısacası onu düşünmeden zaman geçmiyordu... sırasıyla; onurumu, ailemi, en yakın arkadaş ve dostlarımı, iş ve sanatsal kariyerimi terk ettim onun için... artık bi dünya vardı; içinde sadece biz, ikimiz... ruhlarımız, yüreklerimiz, beyinlerimiz ve bedenlerimiz... kaçıp gidecektik buralardan... her aşk öyküsünde olduğu gibi yeni yepyeni bi dünya kuracak, soğan ekmek bile yemeye razı olacaktık... yaklaşık 8 yıl birlikte olduk... en yüksek ruhsal çoşkudan (olumlu) en yüksek ruhsal çoşkuya kadar (olumsuz) akıllara gelebilecek herşeyi milim milim yaşadık... en kötü zamanımda yaşadığım yeri terk edip göç etmek zorunda kaldım, yine onun içindi... bir iki yıl sonra gitti tamamen... çırılçıplak ve yapayalnız bırakarak... ben de ise, içesinde bir intihar girişimi, hiçbir akrabamda olmamasına karşın hafif ama yineleyen (yoğun üzüntü dönemlerinde) bir kalp hastalığı, asla dokunulamayan ve kapağı açıldıkça hüngür hüngür ağlanan bir sandık dolusu anı (obje v.b.) kaldı... 35'inden sonra hele ki 5-0 yenik biten bir ilk yarıdan sonra yeniden tırmalamak... çırılçıplak ve yapayalnız... elbette bin tane hatam ya da eksikliğim olmuştur ve yitirmişimdir... elbette her insan hakettiğini yaşar... elbette yaşam sürüyor süründürse de dönem dönem... her ne olursa olsun 5-0 bittiğine inandığınız (ki belgelerle sabit! !) bir ilk yarıdan sonra,
yorgunsunuzdur, bitkinsinizdir, çıplak, yalnız ve yerin bir kalt altındasınızdır... artık bi tek huzur ararsınız... ne aşk ne büyük sevgiler ve ilişkiler ne de başka bir şey... sadece basit gerçek doğru bir ilişki ya da bir insan... yapmak istedikleriniz deliler gibi gelecek planları, yatak odanızın rengi, 'şuraya da gidelim hayatım' gibi şeyler değildir... sadece TV seyredebileceğiniz, birlikte sinemaya gidebileceğiniz, birlikte bir şeyler yapmaktan zevk alabileceğiniz, sevişebileceğiniz ve belki de karşınızdakini minik minik keşfedip küçük sürprizler yaparak mutlu edebileceğiniz birini ararsınız... birey olmuş, gerçek, doğru ve dürüst birini... bulursunuz... çok güzel anlar yaşar mutlu olur, onun için her ne durumda (ruhsal/zihinsel/duygusal ve ekonomik olarak) olursa olsun birşeyler yapmak istersiniz... güzel geçer... ağzından çıkan her söze inanırsınız... yaptığı her davranışa... çok değilsinizdir ve çok şey beklemiyorsunuzdur yaşamdan, insanlardan... tamamen inanırsınız... evlenip çoluk çocuğa karışmasanız bile günün birinde, güzel bir ilişki yaşayacağınızı sanarsınız...

SANMAK HATALARIN ANASIDIR....

..

Devamını Oku
Ali Sandıkçıoğlu

Şu yalancı dünyada:
Çok çektim çileleri.
Şimdi nasıl akıyor;
Köyümün dereleri?

Çok zamandır terk ettim:
Güzel köyüm Silyanı.
..

Devamını Oku
Halil Çalışkanlar

30.03.2010

Gidecek yer aramaktan yorgun düşeceğim bekride

Bu kaçıncı göç yurdum bildiğim yerlerden


..

Devamını Oku
Serap Davarcı

Gün batımlarında başka yöne göç edemeyen ürkek kuşlar gibiyiz,
Eski eski rotalar, hep takip ettiğimiz
Resimler hala siyah beyaz, hala tozlu
Çaresiz günler, yorgun yıllar, yıpranmış zaman geride bıraktığımız
Ezilmiş bir yarın kuyusunda sallandırdık umudu çoğumuz,
Korkmak...! nedensiz, niçinsiz.... kırılmak..! kime, niye...
Deniz dibinde vurgun yemiş güneş,
..

Devamını Oku