Erzeli ömre varmadan
Torun torbaya rezil olmadan
İyi adamın gitme vaktidir
Dedik,
Göçüp geldik dostlar
Merhaba
Yalnızca ben bilirim
diktatör heykellerine
pislemek için
göç ettiğini
dünyadaki bütün
kuşların
Gözyaşı tufanıyla taşıp gidiyor ovalar.
“Nereye bu göç? ” diye sesleniyorum kuşlara.
Bakıp bakıp arada açan geçen güneşlere,
Karım bana soruyor: ” Sana ne oldu? Neyin Var? ”
“Hiç” diye susuyorum. Ama bir hoşum, avara.
Çukurova sabır ovasıdır
Lokmasını
Göç edenleri
bilir
Yakmasını
yıkmasını
boğmasını
bilir.
Çukurova sabır ovasıdır
*Şair Deniz... İçin*
İyi ki 'GÖÇ' geri geldi yeniden
Ve ’GÖÇ’ mek için dost, henüz çok erken
Aklın göç ettiği yere bir varsak,
Ne tuhaftır akıl başka göç arar.
İnsana o aklı delirtip sarsak,
Her vardığı yerde cana öç arar.
hadi sen de git
al başını uç
güz geldi ya
kırlangıca göç yaraşır,
kapkara kırlangıca
kapkara göç yaraşır
Deniz rüzgarlı diye balıklar karaya göç eylemez..!
Tuzak Olur! ..
Toprak hâki, tuz ak olur
Huzur/Güven göç etti mi?
Dağda şaki, yolda tuzak olur! .
Tuzak olur!
Toprak hâki, tuz ak olur
İlim/Hikmet göç etti mi?
Nefis cana tuzak olur!
Buraya girdim çıkaramazsınız. Vallahi siz beni anlayamazsınız. Şu fani dünyadan göç edip gitsek, peşimden dönüpde ağlayamazsınız...! !
Göç etme vakti geldi
Gurbet kuşu
Sevdiklerim eski dostlar şimdi
Ağlasalarda arkamdan
Göç etme vakti geldi
Gurbet kuşu
18/01/2008
Boşluğun girdabı
Ver elini yokluk
Üşüyorum
Nerdesin firari
Kanımın son damlası sıçradı
Yıkılası balkonlara
İçime göç etmişken
Gel
Üşümesin
Göç ettiğim ülkeler...
Yine göç etme eyleminde yüreğimde ki tüm kuşlar
Bari sen kon yüreğime dinsin gözümden akan yaşlar.
dostluk eğer yok ise gel göç edelim bu değersiz bedenlerden,
daha fazla zulümü görmesin artık bu yorgun gözlerim..
Dünyadan göç için çıkan o büyük kafile;
Geride kalanlara çok üzüldü, ama nafile...
Sadık mıyım bilmem ki verdiğim söz akdime...
Uzak mı yakınmıyım dünyadan göç vaktime...
Beşer biziz kul biziz bir gün çıkarız yola...
Yol belli yolcu belli gerek var mı takdime...?
İşte en güzel yolculuk,en rahat yatak.
Zamanı gelince ebedi göç, musalla taşından başlayacak.
Kaç-göç zamanı geçti,maslahat aktivite,
Üret,yönet,adam et,aban artık divite.
Susuyorum sana dair ne varsa, göç ediyor kelimelerim daha sıcak cümlelere.
omRfRk
Kim ne yazdığını bilir
Kim söylediği günde ölür
Bu dünya kendine kalır
Yaşam denen bu göç varsa
bir yanda camurlar carka verilir
bir yanda eskiyen testi kirilir
kimileyin göc geriye dönünce
cakallara aslan postu serilir
Sessiz ahına nâr olan suya hayat yetmez
Bir daha ölmeden olmak içinse yürümek
Sular hayata ramdır kandır çamuru sulayan.
Göç yürüdü, gözyaşı kandırdı korkuları.
PARA,ŞÖHRET nedir ki? hayatın cilveleri.
Cilvelerle yoğrulup göç etti niceleri.
Yaşam dediğin ne ki? dünyada bir İMTİHAN.
Mezun olmak gerekir yoksa sonumuz hüsran..
Fani dünyadan asude-i hayat ister gönül,
Dar-ı bekaya göç edenleri git kabirde bul.
İki arşın uzunluğu ve bir kulaçta tavan,
Ki, ebede yolculuğun son yeridir bu mekân.
Vurulmak koymuyor artık arkamdan
Nice kaybedişler gördüm geçirdim
Sevgili göç aldı gönül yurdumdan
Nice terkedişler gördüm geçirdim.
Bir insan düşün; yaşama sımsıkı sarılırken her gün ölen...
Bir insan düşün; göç ediyor alemden aleme...
Bir insan düşün; çok dolmuş,taşacak kabı bile bulunmayan...
Düşün,bir insan -insanca yaşamaktan uzak, ama yaşarken...
Son mevsimdir yaşanan baharlar göç ettiler,
Göçmen kuşlar bile yok, hepsi göçüp gittiler,
Kalakaldım kendimle hayalet gibiyim ben,
Saçlarım bile bana, hep ihanet ettiler.
Bir gün ferahlatırsa,binbir gün sıkar hayat
Yorar düşünceleri,düşleri yıkar hayat
Yine de güzelleşir göç günü yaklaştıkça
Gözümüzde eşsiz bir şey olup çıkar hayat
Hayat nağme olmuş coşup durur avazında
Yüreğinden sevdası yayılır kanadında
Bedenler göçüp gider ruhları ebedidir
Müjdesiyle dolanıp durur göç yollarında
Göç eden kuşların kanadında gitti sevdam,
Korkarım;
Ben yaşarken buralara yaz gelmez bir daha…
Gönlüm filizkıran rüzgarıyla savruldu.
Yeşil tefenkleri koparırcasına asma dalından.
Bir aşka kıvılcım çaktı yaban kumrusu,
Geldide geçti Avşar kızı göç yaylasından.
Anam koymuş aklına illaki vuracaksın
Ancak diyor o zaman,ancak alınır bu öç
Vurmak çıkar yol değil,iş nasıl kalacaksın
En iyisi unutmak,en iyisi burdan göç
tenini terimle yoğurdum
kuşların göç edemedikleri uzak mevsim
bakmana baktım gözümü kırpmadan
şu sokağa sapan adamın ilginç huzuru
Gözlerinde yağarken solgun yağmurlar,
Susuşun dokunurdu kalbime.
Ve birşeyler kanatlanırdı içimde.
Göç mevsimi gelmişçesine!
Öz yurdumuzdan kovmak isterler,
Çoban oldu güya masondan pirler,
Biz de müslümanız halkımız derler,
Türbanlıya göç dediler Emmoğlu.
Değerli dostlarım göç vakti geldi,
Tasımı/tarağımı toplayıp gidiyorum.
Güneş ki, guruba doğru yöneldi,
Hepinizi, “Allah’a emânet ediyorum.
Ahmet Süreyya Durna
Şafak Taarruzu (Şiirler)
Gitme zamanıdır, dedi, tanrı bile kanıyorsa, köq tengri...
Gök, diye iniledi;
göç, diye iniledi...
Tumanbeyi yolumuz sanadır..
Bir çift kırlangıç olunca gözler,
Göç dönümlerinde,
Aynı evi özler...
Yıldızlar göç etmiş bu şehirden
Bırakarak mutsuzluk ve umutsuzlukları
Dalgalar terk etmiş bu sahilleri
Bırakarak sensizlik ve sessizlikleri…
sonra da; ömür kuşlarının göç vakti geldi;
yeterince soğumuştu bu belde.
14:19 09.02.2016
Ne rind olabildim seninle ne zahit
Gözlerindi göç ateşi gibi tüten
Üşenme, ardına bakma, hadi git
Nisan bulutu gibi gelmiştin zaten
Göç etti bütün duygular bu yürekte
Önüne geçemedim kara kervanların
Bir zamanlar kolkola yürüsekte
Tadı yok sensiz bu yolların
Akı kara karayı ak tarif et,
Hep ayakta uyutmaktır marifet,
Size varlık bize yokluk bu afet,
Devran sizin kervan bizim göç bizim…
Kimisinin gözü aç, kimisinin kalbi kuş
Bilir mi ki onlar edecek dünyadan göç
Şehvet dikilir tüm endamıyla sorar bu ne iş
Aşk böyle yerlerde aranır mı hiç?
Uzun zaman oldu güneşin sıcaklığında uyumayalı,
Sonbaharın, kışın sonunu görüyorum bahar geliyor biliyorum,
Öyle bir bahar geliyor ki yaz ile kışın arasında olmayan,
Cıvıltıların bir başka bahar için göç etmediği bir bahar.