Çiçekleri soluyor içimin
Yaprakları dökülüyor baharın
Gülüşün güneşi söndürürdü
İçimi titretir her tebessümün öldürürdü
Göç mevsimindeyim aşkının
Veda vakti geldi
Hüzün yok bu defa ağlamak yok
Dudaklarımdan dökülen kuru bir
“elveda… “
..
Yağmur mevsiminde gözlerim, avuçlarım sırılsıklam
Serzenişlerini unutmuşum söylediğin şarkıların
Vazgeçişlerin, sonu yok yeniden başlangıçların...
Haydi git haydi…
Göç mevsimi kırlangıçların.
..
Yalnız geçen yılarlın ardından
Sende durgun bir SU
Bir göçmen kuşum
Uğruna her savaşa girmeyi göze alan
Sana sığınan bir göç yolunda…
Ben yüreğine talibim……
..
az şekerliyim kaç zamandır
bildiğin tadsız tuzsuz
gecelere dargın
gözlerim uykusuz
bu masalın elmaları olgunlaşmadı daha
düşmedi dalından
döneceğin günü bekliyorum göç yolundan
ilk gün gibi aynı
yüreğimde aynı heyecan
..
yüreğime dokunuyordu
bakışların aklımı başımdan alıyordu
yolunu kaybetmiş kuşlar gibi
sığınacak durgun bir liman arıyordu
göç yolunda...
yanılıyordu..
pusulasını kaybetmiş bir yolcuya
yolu soruyordu
..