büyük susuyoruz, büyük
acılar, taşıp dökülüyor susuşlarımızdan
gökyüzü dalgın
gittikçe yükseliyor yeryüzü, toprağa dargın
kayıp izinde korunmuşlukların
rastlanmıyor hatalara
kusursuz varlıklarız artık
lâzım değiliz birbirimize
ne emek ele yakın
ne de yapışır, el emeğe
bize çok yakışan bir giysi oldu yalnızlık
örüldü, asfalttan betona uzayan, evlerde
ayıplamıyor, fakat kırgın yine de
elleri el yapan, kuru vicdan
güneşli günlerin tanrısına
sen alıştırdın bizi yağmurlu günlerde
plastik çiçeklere
dünyayı, kurulu bir saat gibi ayık tutan
eller, koptu kopacak
zehir zemberek, kuduracak ovada küheylân
başıboş zamana yuvarlanacak
kaynar sular köpürecek, taşacak
bir ormanın gençliğine yetişemeyecek kimse
birlikte olmanın gençliğine
güller iâde edilecek toprağa
çok sevilenden, üstü istenecek
bir ben mi üzülüyorum bunlara?
kahır diyorum, bakmıyor kimse
kapılar kapanıyor peşpeşe
18 Mart 2016 Cuma / İstanbul
Halil IşıkKayıt Tarihi : 19.3.2016 18:26:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Halil Işık](https://www.antoloji.com/i/siir/2016/03/19/goc-yigini.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!