Yolcusuz yollar bilirim
Sonsuzluğun bittiği yerde başlayan
Ruhtan ruha giden yollar
İnce bir hüzünle kıvrılır
Şehir yine örtünür geceyi
Vakit ölüm uykusunda
Kırlangıç ormanlarına gitti ay
Mehtapsız gece ne karanlık
Hasretin gurbeti soğuk üşütür
Üşür güneşini yitiren bahar
Zor sevda göçüdür bu sürgün
Dil suskun, kalp küskün
Bırakma beni vefalı dostum hüzün
Bu acıyı nasıl anlatmalı tek hecede
Hangi yalnızlık sığınak bulur gecede
Kaç umut dayanır sabaha
Kaç yıldız kayar sevdasına
Kaç ömür düşer göç yollarına
…………………
Özlemin soğuk düşü üşütür
Üşür göç yollarında unutulan anka kuşu
Ay tutulur, vakit yorulur, söz çırpınır
Göç yolları ince bir hüzünle kıvrılır
Buruk bir veda dayanır kapımıza
Hüzzam makamında çarpar
Okyanus dalgası gibi yüreğimiz
Yağmur gülünün sancısı gibi
Tedirgin saat ibresi gibi ürkek
İki satır arası şiir gibi
Bilinmez bir göç hüznüdür
Yürekten yüreğe gidişin adı
……………..
Karanlıklar boğsa da geceyi
Yıldızların tuvaline çizdim mutluluğu
Her kalbin bir zühresi vardır
Karanlıkta parlayan mavi yıldızdın
Samanyolu şöleninde sen vardın
Gelincik dokunuşunda ellerin
Kırlangıç senfonisi gülüşün
Baktıkça açan gül yüzün
Baharın çiçek açması bu sürgün
Kalp ağrılarımın sebebi
Umudum vurulduğum sevgili
Dar geçitleri, sarp dağları
İnceden kıvrılan yolları
Mecnun olup aşarım senin için
Kayıt Tarihi : 22.11.2002 00:52:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

TÜM YORUMLAR (1)