limon ağaçlarını tazeliyor gün
porselen gözlü serçelerin tüneği yapraklar
havanın eteği yaş, gözü göl
sokaklar kehribar sarısı
uykuda çehresi bulanık lambalar
evler içinde bir ev
kederi kuşanmış gidiyor
dilinde uğultu
neden pencereleri tokatlıyor rüzgâr
ayakları karıncalı eşiğin, yüzü toprak
sırtında inilti, neden ağlıyor bu kapı
ya bu karanlık sofa, loş oda
neden yıkılıyor bu duvarlar
kim sesini kıstı, aynalı dolabın
elbiseler solgun, ayakkabılar mutsuz
yerde bir kaç tel toka
nil yeşili konsolun üzerinde yetim fırça
ikisi birbirine sarılmış inci küpe
yok! yok! rahiyası bozuk günün
havada nahoş bir soğukluk
kuğu kadar süzülgen ışık
ev kalabalık, gölgeler ve sessizlik iç içe
pati izlerinden belli, siyah sehpa tozlu
koltuğun desenli goblen örtüsü kayık
esrik ayak izlerinde saklı, vefakâr halının mazisi
mutfak lavabosunda tık yok
damlayacak suya hasret
ocak aşsız, cezve kahvesiz
sandalye sahipsiz masa tabaksız
yok! yok! bu akşam
perdeler belli ki ay ışığını misafir edecek
sonraki akşamda daha sonraları da...
bit pazarına gidene kadar
kılı kıpırdamayacak hiçbir eşyanın
iğneden ipliğe her şeyin dili lâlü –ebkem
günler belki aylar sonra
evin kiremitlerine dokunmadan
bir poyraz esecek, bir kuş geçecek
yeni sahibi gelene kadar tıp oynayacak
bahçedeki ağaçlar
ve tüm yapraklar...
17-o2-2014
Kayıt Tarihi : 10.6.2015 02:01:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
asude ev, hüzünlendiren yalnızlığı- terkedilmişliği- zamana
yenik düşmüş, yeni sahibini bekleyen hazin hali gibi,
olguların ustaca bir anlatımla, ve zengin imgelerle adeta
evin soyut fotografisi çekilmiş.....! //
___ Tebrikler- yüreğinize sağlık.____
TÜM YORUMLAR (1)