Kacmadim, kacamadim yarali bilincimden. Icimde kopan tellerin sesiyle bestelere yazdim adini harf harf, tane tane… bilmedin, bilemedin. Yillari yanibasima koydum icinde kocaman sensizlik, icinde seninle sensizlik. Her cümlenin arasina sikistirilmis korkum, her gülüsün icinde sakli hüznüm, her dokunusun altindaki ürpertim ve ilgit ilgit kanayan yara simdi oluk oluk … kacmadim, kacamadim.
Dilin tenhaligina saklanmis aci sözler simdi bir cografya yi yok ediyor en agir bombardimaniyla, gözbebeklerindeki sefkat yerini ac yirticilarin avina kitlenmis hiriltilara dönmüs. Parcaliyorsun, talan ediyorsun üstüm basim yanim yörem kan revan icinde. Viranemdeki baykuslar sesinden korkup ucusuyorlar, az önce icime yoklugun tepetaklak yine.
Biri var uzaklarda simdi, biri var issizliklarda, biri var yalnizliklarda… senden kalan bir sizi var inceden icime dolan.
Kacmadim, kacamadim senden. Yillarim bir kavanozda eksimsi, yillarim tursu tadinda dönüp bakmaya yürek ister elbet geriye biraktiklarima. Bakma diyor kim karsima ciksa bakma ardindaki tufana. Ellerim benim degil, dilim benim degil, sesim bana yabanci. Sus diyorlar sadece sus, ve en güzel armagani boynuma takiyorlar kurdugun daragacindaki idam yaftami.
Ellerim benim degil ki sanki sana hic dokunmamis, ellerim benim degil ki seni hic oksamamis, ellerim benim degil ki seni hic bulamamis. Ellerim simdi el yordami sariliyor hayata senin biraktigin susuz yalnizligimda.
Dilim benim degil diyorum, dilimki sanki hic adini anmamis, dilim sanki hic terine banmamis, dilimki sana dair hic konusmamis. Dilim simdi lal dilim yenik düsmüs bir ihtilal.
Sesim yabanci simdi bana, sesim hic yillara yayilmamis ömründe, ömrüm diyen sesim sanki hic ulasmamis tellerden, yollardan, yillardan sana. Sesim üzerinde tasplaktan eski bir gramafonda ince bir sizi sanki.
Ölümün bir adi vardir, yitmenin bir adi, susmanin bir sekli vardir her ömürde. Suskunlugun tanimini bulamadim bildigim tüm sözcüklerde. Sorular sirasinca teker teker aklimda her biri bir yagli kursun bagrimda, korku salatanatini üzerime kurmus ve gecem güne gurbet olmus.
Tutamadim, kul dum ve kayip giden yildizlara hükmedemezdim, bilemezdim insanin icinden umutlarida alip götüren dileklerin oldugunu, bilemezdim ayriligin bu kadar etle tirnak oldugunu ve aci hükümdarligini yüregime kuracakmis bilemezdim, bilemezdim.
Simdi ve sonra kirilgan mevsimlerden payima düsen yagmurlu gözler olacak, simdi ve sonra su cürüyecek yaraya basilan tuz küflenecek. Tarifi imkansiz yollara gittin, sonu gelmeyen sorularla yittin. Simdi ve sonra ömrüm mezari sirtinda yasayan bir ölü ve sonrasi toprak.
Ömürden arta kalan ne varsa artik hepsi topyekün bir gitme halinde, nedir bu sürgitler, nedir bu durmadan yaprak dökümü bu nedir durmadan ve apansiz hazan mevsimi. Yillarim diyorum yillarim saclarina dolasmis yumak yumak, ellerine ve gözlerine bulasmis, kokun sinmis taaa cigerimin ortasina simdi hangi ah ta vururum yalanlarini ve hangi yola sorarim bilmedigim adreslerini. Yillarim diyorum iste kana bulanmis, savaslarin ortasindan cikmis yillarim ve en yarali halimle düsmüsüm önünde. Biliyorum beklenen ölümlerin kacisi olmaz, biliyorum elveda basladimi artik kann durmaz, biliyorum…
Ama besinci mevsim yokki benden baska ve yokki günün yirmibesinci saati sevgimden baska. Git, gittikce bana kos o yok saydigin o yillarin altinda biraktigin bana kos, git, beni ara, git agla.
Sabahlar sesinle baslardi kus civiltisi gibi, hani actik ve aciktaydik ya hani hayat penceresinden iceriye almisti bizi ve hani kücük yüreklerimiz titrekti ve hani sen bana siginti ben sana mülteci, yikildi duvarlarimiz, icerden cürümüs agaclarimiz ne diktigimiz fidanlar kalmis ne bahcelerde oyunlarimiz dilimiz lal, yolumuz yokus bundan sonrasi.
Git, gittigin heryerde beni bul, buldugun heryerde beni vur. Vur beni vur, vurdukca cogalacagim sende, cogaldikca ölecegim ellerinde sen yasadikca ben ölecegim gözlerinde.
Kacmadim, kacamadim senden bir ihtimale takilmis aklim, aklim ki sende kalmis. Kalanlarin hepsinden gectimde sen kalmissin bende. Sirtimdaki hancerin adi sensin ve o kadar yakisikli bir ölüm ki bu bendeki icine eriyen mumlar gibi yandikca aydinlatacagim ellerimdeki ihanetini. Ömrüm kapisini acik tutmus hirsizina, gönlüm zaten cignedigin yollarda. Askmis, sevdaymis, vefaymis, ölüme yürümekmis hepsi kör bir kapiyi carpip cikincaya kadarmis varligin iste yoklugundan daha azmis.
Cogalan ve üstüme cöken gece, gecenin icinden gecen orman yesili gözlerin ve cocuk gülüsün, bu hava, bu su, bu toprak hepimize yeterdi ve hepimizin sigacagi kadardi dünya. Hepimizin bir adi vardi yasadigimiz yalnizlikta. Simdi sen beni disina attigin dünyanda yalinayak ve kalabalik yalnizliklarda bir bir adimlayarak ihanetini her gecede biraktigin kokun ve korkun, hergün de uyandigin düs kirikliklarin ve her aninda yasarken ölümün ben ellerinde iste, o haylaz o aymaz ben.
Önce yalnizliktim simdi ayrilik, senden önce bos tum senden sonra hic. Yillara takilmis kirmizi kurdelalarimiz yok artik. Ayriliklar yaramaz cocuklarin kötü karneleri gibidir, korkudur, paniktir, kacistir. Ayriliklar seni bir kovalayan olmadigi halde kacmaktir, ayriliklar benden degil kendinden kacmaktir. Git gittigin hicbir sehir avutmayacak seni, duydugun hicbir söz, dokundugun hicbir ten benden birsey sunmayacak sana. Ölü asiklar mezarliginda adimi okuyacaksin her mezar tasinin üzerine, git, gittigin her yol bana cikacak.
Ömrüm; dilimde adin di, ömrüm bekledigim yollarindi, ömrüm hazana durmus bir yalnizlikti varligin aci yoklugun istirapti. Sensizlik eli kanli cellat her an vuruyor kafami boynumdan, her yanimda kan.
Yillarim diyorum yillarim, hepsi eski bir sandikta simdi, sakli gizli kuytuluklarda, anilar dönüsmüs ac kurtlara sürü sürü, ac ac saldiriyor üstüme. Yillarim avuclarimin ortasinda bir hickirik. Tüm sarkilar simdi icinden sensizligi geciriyor ve en uzun gecede kaliyor gidisin. Sira sira dizilmis günler, bin parcaya bölünmüs geceler ve yillar boyu yalnizliklar dahasi simdi tomar tomar yanilgilar. Bitse bu karanlik, gecse bu zemheri, üsümesem, icimde buzullar dag dag, icimde simdi yalnizligim yanilgimla ortak.
Penceremin acildigi her sabah a sensizligi aglayacagim, suya düsen yüzüm, hayata uzanan elim ve artik ürkek düslerim hepsi hepsi senden gececek ve susmanin kapi araligindan bakacak yalnizligim. Gülmek dersen sende kalacak isil isil, her kahkahan cigligim olacak icimde hic korkma icim senden gececek. Dört mevsim kis her yan soguk üsüyen ben degil korkulu gecmisimiz, gözlerim yüregimle kardes gözlerim kan yüregim gözyasi.
Kacmadim, kacamadim senden. Ne bildigim yetti anlatmaya kendimi nede hayatla yüzlestirdigim gerceklerim sarmaya seni, yaralarim kanarken derinden uzaktan baktin ve sizlandin yerinden.
Kacmadim, kacamadim yanginindan. Sen apar topar, sen korkulu, sirlar ardindasin simdi.
Kayıt Tarihi : 27.3.2009 13:57:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)