topuğu kırık bir mevsimin
güncesinden düşüyor yalnızlık
toza belenmiş adımlarında
satenden kederler
…….
kağıt kesiği acıları yudumlayan dilim
kör suskulara esir
yağmuru avuçlayan çocuğa benziyor yüzüm
ıslak saçlarımda kristal hüzünler
usumda durmadan devinen şüphe
bırak! düş kervanlarını allak bullak etmeyi
her gün biraz daha eksilirken zaman
içime işliyor günlerin aymazlığı…
bir gün
konup göçeceğim
mayıs böceği kokulu kemirgen hayatın içinden
dudağımın araf’ında asılı son çığlık
düşmeden toprağa…
usul usul tırnak izlerimi geçirerek
sormalı
dağa taşa, kurda kuşa
ağaca dala yaprağa
sormalı kırlangıçlara vefayı
bırakıp giderken güz çiçeklerini
....
gitmeli
vakti geldiğinde
suya sabuna dokunmadan
güneşe aya yıldızlara
yasemine nergize güle dikene aldırmadan
gitmeli incitmeden yormadan
eğer
ölümün bir şarkısı varsa
bilirim benim için söyler serçeler…
16/10/2011
Ayşe UçarKayıt Tarihi : 19.1.2014 02:46:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!