Gırik yarasıyla segürden bir çocuğun saa ...

Hasan Akın
78

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Gırik yarasıyla segürden bir çocuğun saatlı suya yazdıkları….

'Saatin kendisi mekan, yürüyüşü zaman, ayarı insandır.'

Yusuf Aksun’ a ve onun yüreğinde ki çocukluğuna…

Saatlı suyun durmayan bir yanı vardır. Koşarken kesilmeyen bir yanı… durağı olmayan bir vesayit gibi yürür gider. Dünyanın yuvarlak olduğunu biz saatlı suyu takip ederek izah edebiliriz. O ki başladığı yere geri döner. Bu vesayitin geçtiği güzergahlar genellikle tarla olmakla birlikte, şöforu zaman, yolcuları insan, yolcuların saat ayarları her yolcuya göredir..yani bellidir… belli…her şey bellidir. Bellenmiş bir vesayitin maşalasını çiğneyen tohumları kurutur. ‘ belli’ kelimesi burada cümleyi doyuran bir şeydir…vesayiti terk eden..düşen..kaçan.., bir sonraki seferi beklemek zorundadır... freni olmayan bir yolculuktur bu…

Saatlı suyu kesen hiç kuşkusuz mutlak kötüdür. Suyu kesen suçunu ikrar eder…hiçbir mazeretin hafifletici neden olarak görülmediği bir kesmedir bu… şikayete bağlıdır. Gece vakti kesilen saatlı su suçu ağırlaştırır…

Segürtmekle koşmak eşdeğer değildir. Segürden insanın ayağında genellikle terlik ya da kara lastik olur…paçalar çemürlenmiş..ve toz toprak içindedir…segürdenin ayağı kirlidir mesela… mutlaka sağ elinde çapa yada bel, derhe v.s bir tarım aleti vardır. Segürdür; çünkü suyu kesilmiştir.. segürdür; çünkü kejgerenin biri yan yatmıştır..segürdür; çünkü patosun üflediği saman gözlerine gelmektedir...

Koşmak biraz zengin işidir. spor ayakkabısıyla yapılan bir faaliyettir..Kılık kıyafeti düzgün olur… protokol işidir yani…segürtmek sıcaktır..samimidir..segürdenin yüreği yanmıştır..koşmak biraz hırslıdır..bencildir..yarış halindedir…segürden adam şehirde yürürken kendini belli eder…koşan adam etmez.. segürden insan kimseyi yemek için segürtmez..koşan insan mutlaka birini yemek için koşar…segürden kendi hakkı olanın, koşan ise hakkı olmayanın peşindedir…segürden doğuyu..koşan batıyı temsil eder…segürden mağdur..koşan ise sanıktır…

Babası tarafından gecenin bir vakti saatlı suya uyandırılmayı bekleyen bir çocuğun rüyası kabustur. Gecenin zifiri karanlığında, sağ elinde çapayla, segürtmek için babasından işaret bekleyen bir tedirginliktir bu… gece vakti odaya giren babanın çocuğa dokunuşu, saatlı suya olan nefretin bir ağırlıdır sadece…dokunmak burada dürtmeyle eşdeğerdir.

Karanlık her yerde gezen bir şeydir… karanlıkta baba, tarlanın kamında içtiği cıgaranın işaretiyle bulunur…karanlıktan korkan bir çocuğun gece vakti saatlı suda tek sığınağı babasının gölgesidir.. onu uzakta da olsa görmenin rahatlığını ve güvencesini babadan başka, hiçbir emniyet mensubu sağlayamaz... gecenin karanlığında, bu ferahlamayı ve rahatlığı bozan tek şey, saatlı suyun kesilmesidir… işte o an korku celladı boğazına yapışır ve saatlı suyu kesen katilin izi sürülmeye başlanır… baba ’ oğlum segürt hele kim kesti suyu’ der demez… bilincini yitiren çocuk, bendin başına doğru segürtmeye başlar …rahatlığı sağlayan babanın gölgesi artık uzaklaşır ve bir zaman sonra karanlıkta kaybolur..tam o anda hışırtılar arasında segürden çocuk, babasının gölgesinden çıkıp kendi sesine sığınır…ve komların yokuşunda dağlara doğru bildiği bir türküyü çığırır …tarama yar tarama..yar zülüfün tarama..ben bu dertten ölürsem..merhem olma yarama….

Ve işte o anda çocuk için, çırban özgürlüğü…saatlı su, tutsaklığı temsil eder…saatlı suyu kesen katil bulunsa da, geriye döndüğünde,sıran yanar ve vesayit sana bakmadan başka yolcularla yoluna devam eder….

En mutlu çocuk, hiç kuşkusuz, gece vakti saatlı suya uyandırılmayan çocuktur.

Hasan Akın
Kayıt Tarihi : 13.8.2009 10:40:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Hasan Akın