Heybeme doldurdum yalnızlığımı...
İlk defa yolculuğa çıkarken yanıma bir şey almıyorum...
Sabahın ilk saatlerinde çıkacağım yola
Giydim yine her zaman ki gibi beyaz takımlarımı
Metruk bir han misali yüreğim
Kuşandım bütün pusatlarımı
Denizde boğulmazsam dayarım sakaklarıma
Elim bir kez olsun titrerse namerdim...
Pişman olursam bu yolculuktan
Arkama dönüp bakarsam namerdim...
Küçük bir kayık götürür beni
Kürek çekerim akıntıya doğru...
Hem ağlarım, hem kürek çekerim
Gözyaşlarımla kayığımı batırırım
Nasılsa yüzmeyi bilmem
Çırpınırsam, bağırırsam namerdim...
Dalgalar savurur cansız bedenimi
Bir yosunun kolların da takılır kalırım
Hiç kimseden görmediğim sıcaklığı hissederim
Sonra bir balıkçı ağına takılırım
Üç, beş balıkçı asırlılar ağlara
Çekerler beni kendilerine doğru
Çıkarırlar su üstüne...
Şaşırır öylece kalırlar
Gözlerim açık giderim
Kapatmaya çalışırlar gözkapaklarımı
Onlar inadına kapanmazlar
Hiçbir şey de gözüm kalmadı
Her şeyi de yaşadım, yaşattım
Hiç tanımadığım insanların derdine yandım
Acılarına oturup ağladım
Karıncayı bile incitmedim
Düşene hiçbir zaman tekme atmadım
Tuttum ellerinden aydınlığa çıkardım
Yanarım, ağlarım, sızlarım
Anne olamadığıma yanarım
O yüzden gözlerim açık giderim
Kimse arkamdan bir damla gözyaşı dökmesin
Bir vedayı bile çok görüyorum artık
Kimse beni suçlamasın....
Geride hiçbir şey bırakmadığımı zannetmesinler
Kalemimi, kağıdımı okula hiç gitmeyen
Ekmek parası için ayakkabı boyayan
Yüreği bembeyaz, elleri simsiyah Mustafa’ya bıraktım
Yüreğimi; hiç sevilmemiş, acıların kadını
Her zaman kırmızı güller satan Emine Teyze’ye bıraktım
Şiirlerimi; “Abla ne olur tartılır mısın? “ diyen
Minicik elleri, siyah saçları, al al yanakları olan
Esmer güzeli Gönül’e bıraktım
Ben ona İrem diyorum...
Kızım olsaydı eğer adını İrem koyardım
Gelir mezarımın başına minicik ellerini açar
Benim için duâlar eder...
Mustafa şiirler yazar, İrem bana şiirler okur
Emine Teyze tomurcuk kırmızı gülleri bırakır gider
Mustafa inanmaz öldüğüme...
En güzel boyadığı ayakkabıları getirir bana
“Tülay Abla hadi kalk yerinden gezmeye gidelim “ der.
Ne onu ben duyarım, ne de o görür benim gülümsediğimi
Beni çok severler, bende onları...
Ben onların biricik ablaları...
Onları bırakıp gittiğime yanarım...
Onlar kadar kimse beni sevmedi ki...
(İstanbul, 13.05.2004)
Tülay SustamKayıt Tarihi : 13.5.2004 13:13:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Tülay Sustam](https://www.antoloji.com/i/siir/2004/05/13/gidiyorum-94.jpg)
Zaten bir gün gideceğiz , ama gitmeden önce yapılacak çok şeyler var bu tarafta . Ve bu işleri yapacak güzel yürekli insanlar lazım . Acele etmeyin .
Saygılarımla...
Kalemine sağlık, Yüreğin dert görmesin.
Sevgilerimle
SEVGIDEN SEVGIYE KOSMUS..
KUTLARIM
SELAMLAR
TÜM YORUMLAR (20)