Sessizce dokunduruyorum kalemi kağıda.
Yokluğunun pençeleri arasında bıraktım bedenimi.. Derin uykuda.
Attığı çığlıklara kulaklarımı kurban ediyorum.
Çatlamış dudaklarını, bardağa doldurduğu yeminlerle ıslatıyorum.
Tuz bağlayan göz pınarlarından uzak tutuyorum kalbini.
Sıktığı yumruğunu, senin adını fısıldayıp gevşetiyorum.
Oturup gidişini yazıyorum sonra.
Çocukluk, o derin ırmak çağrısı
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman
Devamını Oku
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman