Şimdi başını yastığa gömmüş,
Hayattan kaçtığın uykulardan birindesin.
Oturmuş nefesini dinliyorum usul usul.
Yanıbaşımdasın, ve bir o kadar uzağımda.
Nasılda masum bir çocuk gibi eğmişsin başını.
Düşlerinden geçeni bilmem imkansız.
Birazdan kalkıp gideceksin.
Odayı dolduran kokunu,
Başını ağırlayan yastıktaki izini,
Bana kapayıp,düşlere açtığın gözlerini,
Neyin varsa bırakıp gideceksin.
Oysa nasıl anlam kazandı cansız odam.
Dokunduğun herşey sanki varlığa büründü.
Kitaplarım,koltuğum,şu içimi ısıtmayan soba;
Sanki arkandan dile gelip'gitme' diyecek sana.
Ama gideceksin yine de...
Kapıya kadar uğurlayacağım seni.
Ağır ağır ceketini giymeni izleyeceğim.
Son kez dönüp sarılmanı bekleyeceğim.
Avuçlarında kaybolan kapının kolunu kıskanacağım.
Ve çıkıp gideceksin,bu yalnızlık sinmiş evden.
Ayak seslerin merdivende kaybolana dek bekleyeceğim.
Ardından kapattığım kapı,
Bütün senli düşlerime kapanacak sonra.
Bilseydin eğer;
Her gidişinde bir dalımı kırıp attığını,
Sessiz fırtınanda savrulduğunu gözlerimin,
Sabahı sonsuz bir umutla bekleyişimi,
Ve sana her gün biraz daha çoğalışımı bilseydin;
Açarmıydın ruhunun gizlerini bana?
17,12,2006
Nilgün YıldırımKayıt Tarihi : 9.1.2007 16:24:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!