Vahada kendine mahal arama
Çıkar dünyasına çadır kurulmaz!
Miskini cezbeden çok hal var ama
Hayat mektebinde boş oturulmaz
Çalınca her cana özel o saat
Sen de bu âlemden gidersin evlat
*
Müstehzi münkire, nanköre inat
Haykırıyor her an yer, gök, kâinat;
Göz ne yana baksa eşsiz bir sanat...
Hatip hakikatse dil susturulmaz!
Fer kalmaz dizinde, kesilir takat
Sen de bu alemden gidersin evlat
Kişiyi kahreden kalpteki kara
Yaraysa kusuru kendinde ara
Bin tohuma bir gül vermez sahara
Çorak topraklara kuyu vurulmaz!
Menzilin ukbaya, makamın alt kat!
Sen de bu alemden gidersin evlat.
Harcın dünyeviyse özün harabe
Hayallerin ardı hüsrana gebe
Gülen gafletinden; gelen göçebe!
Hevâ sofrasına bağdaş kurulmaz
Hayat kardan helva; bir yudumluk tat
Sen de bu âlemden gidersin evlat
Kulluğa ahdine şahitken ezel
Varsın isyan etsin arsız müptezel...
Bir yol ki ahiri, elçisi güzel!
Her kişiye özel din uydurulmaz
Gözünde fer kalmaz, buruşur surat
Sen de bu âlemden gidersin evlat
Dar gelirken ufkun pembe düşüne
Bir elçi gölgesi düşer peşine...
Sormak haddine mi! "Benle işi ne?"
Hayır heybesine şer doldurulmaz
Yiter Nevbaharlar, biter saltanat
Sen de bu âlemden gidersin evlat
Beyhude gayrettir kartala nisbet
Olmaya aşk nedir bilenler namzet!
Muradın miraçsa benliği haps et
Secdeye varmadan kul uçurulmaz
Asumana değen iğreti kanat!
Sen de bu âlemden gidersin evlat...
Kayıt Tarihi : 25.7.2020 17:38:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!