İşte bu duyğularla, 
ömrüme işlemiş bu sızılarla 
gidiyorum yanından som defa... 
çünkü; 
uzatılan mesafeler, 
kısalan bulanık düşler 
arkandan öyle şaşalı seyretti bu gidişin resmini... 
Acılar, 
sevinçlerle üç,beş kadeh attı arkandan 
gözyaşı yok, 
kan yok, 
hiç birşey yok ama hiç birşey... 
Sen çıplak ayaklarınla dolaştın mezarlıkları 
korku yok, 
ceset yok, 
hiç birşey ama hiç birşey huzurdan öte değil... 
Gidişinin ilk saatlerinde 
iki kadın geldi 
iki gülen surat, 
iki şeklisiz surat, 
iki gerilen melodi 
seyrettiler yüzümdeki değişen hüznü 
artık incitilmeye dayanamıyorum diyem gözlerim 
benimle beraber yanıyordu 
kör bir kemancının o incecik tellerinde... 
Belki de bu yüzden adını kimselere söylemeden ölmek isterdim 
o gizlenmiş anılarımızı yeniden yaşayarak bitirmek isterdim ömrümü 
ama olmadı,yapamadım... 
Yokluğundan ögrendiğim her şeye,susup arkamı döndüğüm zamanlarda 
odamın duvarına yeni yüzler astım,indirdim 
hepsi gelip geçici oldular 
gidişinin ardından... 
Benim kaderim bu; 
öylece oturup aynanın karşısına 
seyrediyorum yüzümden akan zamanı 
ve her geve hayali dostlar yaratıyorum kendime 
bembeyaz kağıtlara tren istasyonları çiziyorum 
tek gidişlik biletler alıyorum kendime 
sen beni işgal edilmiş ve teslim oldugum için 
mahçup bir kinle sonumu hazırladığımı bil diye... 
İçimde verdiğim bu savaş 
yüzündeki o kutsal ışık içinse 
kazanırsam eger bu savaşı 
güzelliğimiz yaşayan doğadan gelecek 
kazanırsam bizi bu hale sokanlar,bize muhtaç hale gelecek... 
Eger kazanamazsam 
ölü balılklar,kanadı kırık kuşlar,silik harfler 
kalacak bize...
Kayıt Tarihi : 23.11.2014 02:59:00
 
 
 
 
 Şiiri Değerlendir
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
 
 



Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!