Susadım karanlıkta çöl kuraklığında,
Yalnızlık kadar elem olan her şeyden uzak kalmanın boşluğunda savrulan birkaç perili köşk alıntısı halim vardı benim.
Yoksunluk hiç bu kadar zat-ı şahane değildi,
Ben bütün avuntularımı sonu belli olan bir filmin karesine emanet bırakıp,
Şehrin yoksul mahallelerinde kapı önlerindeki sohbetlerde yitirmiştim kalıntılarımı.
Bırak, kendini açlığa susamanın verdiği hezeyana,
Çünkü yeniden hikâyeler yazıyorum kendime bir türlü başlamayan,
Dinle sevdiğim, bu ayrılık saatidir.
Dünya var olalı beri çirkin ve soğuk,
Erken içeceğimiz bir ilaç gibi.
Tadı dudaklarımızda acımsı, buruk.
Bu saatte gözyaşları, yeminler,
Boş bir tesellidir inandığımız.
Devamını Oku
Dünya var olalı beri çirkin ve soğuk,
Erken içeceğimiz bir ilaç gibi.
Tadı dudaklarımızda acımsı, buruk.
Bu saatte gözyaşları, yeminler,
Boş bir tesellidir inandığımız.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta