Gündelik şeylerdi oysa masallarım
Hep yabancı kentlerde sakalları yorgun adamdım
Ellerimle güzelleştirirdim çiçekleri
Toroslardan getirdiğim rüzgarlarla
Hangi yıkık kavimlerden gelmiştinde
Yasal şölenler yapmıştım utancın silinsin diye
Ve kaç kez ısırgan* ve ışkın** acısı bıraktın tenimde
Kaç zamanlarda annakladın*** kapılarımı
Kendi mezarına kendi dölünü bırakırken
Ve gideceğin hiç kuçe**** kalmadı
Dön babam dön
Ve kar yağdı akasyalara
Yoktu dolunay
Kayıt Tarihi : 24.4.2007 20:24:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
*Isırgan bir tür yabanıl ot, halk dilinde sırgan denir. vucudun her hangi bir yerine değdiği anda korkunç bir yanma yapar... çorba dahil bir çok yemeği olur ve çok lezzetlidir **Işkın genellikle fındık ağaçlarının genç dalına verilen addır... yöre farkı olarak eşkin de denir..bir de; ışkın Tunceli yöresinde bol C vitaminli bir ot (lahana gibi) ***annaklamak: orta Karadenizde, bakmak, yoklamak anlamında kullanılır ****kuçe: kürtcede sokak anlamındadır

Selamlar.
İsmailoğlu Mustafa YILMAZ
Gidenin ; gitmesine izin verenden güzellikleri yaşamak adına paylaştıkları ve kendi menfaaatine yonttukları...Yontularda yanan, sızlayan masallar...Ve masallarının efendisi ...haydi silkelen ve kurtul yaşamaya kıyamadığın masallarının üzerine yapışan vitamin fazlası yanıklarından...
Sevgilerimle
TÜM YORUMLAR (18)