Geride dur kal kalk git…
Yollarından çekil hadi
Bırak yanından aksınlar
Hiç geride kalmasın
Arkanda dağılanlar
Müsaade et üste çıksın
Altta kalamayanlarla
Altından kalkamayanlar
Hepsi geçip gitsinler
Her nereye yetişeceklerse
Ve her neyi yetiştireceklerse...
Garip bir yüzsüzlükle
Umutsuzca giderken
Sağdan, soldan, orta yoldan
Üstüne bir de gaza basanlar
İşte orada aldanıyorlar
Zamanın görünen yüzü yok
Konuşan geveze bir dili de
Ama gören bir gözü var
Tek tek yazıyor; kalemi elinde...
Bir masal anlatayım ben de size
Yıldızların hakimiyetindeki gökyüzünde
Soğuk eser rüzgarlar
Yeterince soğuyunca
Suya dönüşür bulutlar
Yağmur olur kar olur
Bahçende çiçek olur
Ağzındaki ekmek olur
Her şeyin bir sırası var
Anlamalısın ama önce durmalısın;
Aklınla, gözünle ve gönlünde...
Ancak o zaman her ne varsa
Her şey önünden gelip geçer
Tüm varlık arzı endam eder
Sen bakarsan ancak görürsün
Gördüğünde belki seni de anlarsın
Duramadığında, o zaman da;
Anlayamadan senden gelip geçer
Sana ayrılan süre yitip gider...
Söylenebilecek bir iki şey daha:
Yeterince güçlü bacakların,
Ve iyi gören gözlerin varsa
En arkada kalmalısın
Herkesi ve her şeyi
Doğrusuyla yanlışıyla,
Sadakatiyle, hainliğiyle
Eksiği ve fazlasıyla..
Hep önünde görürsün
Hiç arkandan vurulmazsın!
En önde ise gitmekse arzun
Güçlü bacaktan fazlası lazım
Gözlerinle değil aklınla görmeli
Hem arkanı hem önünü,
Gelmişi, geçmişi, geleceği
Bilmek yetmez; daha fazlasını
Teninle değil ruhun ve kalbinle
Hissetmelisin...
Hiç almadan belki tadına varamadan
Tüm ömrünü verebilmelisin
Ancak ve ancak işte o şekilde
Geleceği nakış gibi örebilirsin.
Bil ki
En çok yanılanlar en çok sananlardır
En önde yanılamazsın yamulamazsın!
Yoksa çekil kenara bırak geçsinler...
Bilmeyenler, göremeyenler,
Ölçüp biçemeyenler
Asla hesap vermeyen, veremeyenler
Her başarısızlığına mazeret üretenler
Kendini her şeyin ve herkesin üstünde görenler
Onlar; önde olmayı en çok isteyenlerdir.
Çekil önlerinden bırak geçip gitsinler.
Onlar debdebeyi çok severler, geri düşemezler
Yoksa ölüp biterler...
Zaten hep iki fazla seçenek var ömründe
Ya başkalarının yolunda bitip tükenmek
Ya da cesaretin varsa kendi yoluna gitmek;
Öyle ya da böyle sonuçta bir bedel ödenecek
En güzeli değil midir kendi kefaretini ödemek
Kendi göbeğini kendin kesmek!
Gelecekte bir gün dünyaya gelecekler
Tarihe baktıklarında ah vah edip
Sonra kısa bir iç geçirdikten sonra
Bir “cilalı taş devrine” bir de günümüze:
Yaşadığımızı sandığımız anlamsız
Abartılı, anlaşılamaz yarıştığımız
Gözlerin karmaşa da kamaştığı
Aklın ve vicdanın üç kuruşa satıldığı
“Pırlantalı telaş dönemine” bakıp
Boş parıltısına katıla katıla gülecekler…
Yılmaz BEKTAŞ
Kpt Yılmaz BektaşKayıt Tarihi : 21.5.2023 11:28:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!