Funda Gülseven - Geri Alış...Üçgen 3 (De ...

Funda Gülseven
132

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Az önce geldi...Kapıdan içeri girerkenki bakışları hala gözlerinde...Geldi...Buna geliş denilebilirse...Gidişinden beter olmuştu gelişi...Daha acı verici....Yada varlığında ve gidişinde hissetmesi gerekenleri şimdi hissedebiliyordu...Geç kalınmış bir duygulanımla...Sorgulamaları çok önce olmalıydı belki...Oyunun kurallarını yazarken, yaşarken...

Oyun...Hala oyun diyordu...Evcilik oyunu, evlilik oyunu....İflah olmaz bir oyuncuydu...Hayatın ve çevresinin ona çizdiği rolleri oynayan...İyi bir eş, iyi bir ebeveyn...Hayata programlanmış bir robot gibiydi... Kendi çizgilerinin kıvrımlarından bir karış dışarı çıkamayan...Mantığına o kadar güveniyordu ki yaptığı herşeyin doğruluğuna karşı şüphesi yoktu bu zamana kadar...Herkesin de onaylamasını bekliyordu gizliden gizliye...Gizliden gizliye mi? Buna kendi bile inanmamıştı...Yüzünde acı bir ifadeyle karşısındakilere nasıl empozeler ettiğini farketti...Ama ona göre öyle olmalıydı! ! ! Doğru olan buydu! ! ! Yine ben merkezci olmuştu...Herşeyi kendine yoruyordu, kendinde başlatıp yine kendinde bitiriyordu...Yada belki de kendinden o kadar çıkıp toplumsallaşmıştı ki kurallara yüklemişti hayatını...Kurallarla yaşamıştı...Bireyselliğini unutmuş, kendi duygulanımlarından bile kopmuştu...

Merdivende yükselen ayak sesleriyle irkildi, düşünce dünyasından gerçek hayata geçti bir anlığına...Onun varlığını hissettiren ayak sesleri...Ama soğuk, bir o kadar da uzak...Hep böyle miydi? Öncesinde düşünmemişti bile bunları...Sıcaklığı, mutluluğu sorgulamamıştı, hatta hiç aramamıştı...Olduğuna inanıyordu çünkü...Evliydi ya, bir yuvası bir eşi vardı ya...Aksi mümkün olabilir miydi? Evlilikte arayış olur muydu? Arayışlar, sorgulayışlar, özleyişler, çabalayışlar hep sevgililikte olur diye düşünüyordu...Adı üstünde o eşiydi, sevgilisi değildi ki...Acaba eşinin aynı zamanda sevgilisi de mi olması gerekiyordu? Aşkı,sevgiyi ve saygıyı da koruyup devam ettirebilmek için...Aşk...Aşkı sorgulamayı sonraya bıraktı....Vereceği cevaplar ruhunu korkuttu... Sevgiyi ele aldı öncelikle...Demişti ya eş olarak seviyordu...mu acaba? Yoksa sadece eş olarak kendine seçip, hayatına sokup, yuvasına mı almıştı onu? Sadece kabullenişin getirisi bir değer miydi? Kendini bu kadar hırpalamaya gerek yoktu...En azından kendince sevmişti işte...Onun sevgisi de böyleydi...Peki ya saygı? O da durmadan kızılacak, yargılanacak şeyler yapmasaydı! ! ! Yapmış mıydı acaba? Belki de mükemmeliyetçi kişiliğiyle eşine yakışmadığını düşündüğü davranışları yargılamadan öte cezalandırmaya yönelmişti...Belki de kırıcı, yıkıcı bir şekilde...Ama doğru olan buydu! ! Ahh içindeki o hırçın, kaprisli çocuk yine başgösteriyordu...Bireysellikten çıkıp toplumsallaşan kişi oluyordu böyle zamanlarda...Bari kendi yuvasında birey olabilseydi...Eşiyle çocuklarıyla birey olabilseydi...Kendi olabilseydi...Kendisini bulabilseydi....

Az önce yatak odasına geldi, nevresimleri ve battaniyeyi alıp yan odaya götürüyor...Demek yanında yatmayacaktı bu gece...Belki de hiçbir zaman...Demişti ya gelişi gidişinden beter olmuştu....Ve işin garip yanı canı acımıyordu artık o kadar...Toplumsal kimliğinden çıkıp birey oluyordu, kendi oluyordu...O zaman eşini anlayabiliyordu...Daha da önemlisi kendisini anlayabiliyordu...Yan odaya giden eşiydi, sevgilisi değildi...Sevdiği değildi...Eş deyip kabullendiğiydi...Hayatını sadece olması gerektiği için adadığıydı...Sevdiği için değil...

Tamamını Oku