El çırpın ben ofiste faks dediğimde,
Göz bebekleriniz büyüsün,
Kapakları kırpıştıkça yapışsın.
Ayağı kalkın zıplayıp zımbalamaya,
Fikirlerden cayıp utanılsın.
İliklerinize öfke yürüsün.
Şöyle tatlı bir kızgınlık ki
Yaktığı yere açlık versin.
Bacaklar, gece şaklayan makaslara dönüşsün¡
Bir şeyleri ilk siz bulmuş gibi,
Hızlı nefes, yavaş ses,
Burun, ense, bilek içi kaşınsın.
Odaklı kıpırdayın yerinizden,
Bıkın!
Bıkın, nereye ait olduğu bilinmez,
£llerinizden.
Lanetlenin nerede tekleyeceği bilinmez,
Titreyeceği tutan dizlerinizden.
Vanilya, sandal, ylang ylang
Sedir, tarçın, fındık, zambak
Loş ışık, hafif jazz sesi fotokopi makinesinden...
Evvel günün alaca körü baş, sonu hicaz
Kayıt Tarihi : 3.4.2024 03:00:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Derin anlam, Temel anlam, Ders ve Tema; post-truth ve imgesel sembolizm bâğlamında değişkenlik gösterir.
Şairin dili, ben anlayamam...
Anladığım,
"Yeterince süründün, bahaneler buldun ayaklanmaya"
Artık kalkma vakti, dizlerinin üstünde!
Neydi o şiir, Necip Fazıl rahmetlisinin... :
"Vicdan azabına eş, kayna kayna Sakarya,
Öz yurdunda garipsin, öz vatanında parya!"
"Yol onun, varlık onun, gerisi hep angarya;
Yüzüstü çok süründün, ayağa kalk, Sakarya!.."
Tamamını okumalı bu şiirden sonra
Bence,
Tebrikler Genç Şair...
TÜM YORUMLAR (1)