Gerçek Şiiri - Fuad Çalbay

GERÇEK
İşte çocuk
Düştü dünyanın perdesi
Geçersin sende parkları, bahçeleri
Sonra sende bırakırsın gökyüzüne balonları
Yüzünü alacak seninde çizgiler
Kim bilir seninde eline verecekler silah
Kimi öldürdüğünü ve öldüreceğini bilmeden
Bir orta doğu ülkesinde
Sen öldükçe ve öldürdükçe alacak birileri madalya
Hürriyet ve demokrasi yalanlarından
Seninde olur kim bilir kahramanlık öykülerin
Bir baban vardır senin
-şu kunduracının var mı farkı
senin babandan?
Kunduracı
Anlamak zorda değil kunduracıyı
Düz mü düz babam gibi
Ne yandan bakarsan bak -
Heder etmiş bir ömrü
Onunda olmuş hayırsız bir oğlu iki kızı
Var ellerinden işçilikten kalma yırtıkları, kesikleri
Emeği tırnaklarının altında kazımış ömrü besbelli
Düz bir nasırı sevmiş besbelli bir ömür boyu
Hürriyetten ona kalan bir yatağı
Üç beş pantolon o kadar;
Vardır elbette onunda gizli bir yarası
Gizlediği kalbine bir Anadolu yavuklusu
Küfürle gecen bir delikanlı öyküsü vardır elbet
Vakarlı bir sütün gibi kırılmaz bir kabalığı durur üstünde
Evinin son putreli gibi
Hala dimdik durmaya çalışır
Gözlerinde küçük kırık sarı bir çocukluk yatıyor
Top versem oynar mı acaba?
Uyanır mı yeniden çocukluğu
Seksen darbesinde elektrikten kaybetmiş bir bacağını
Çok sevdiğinden deniz gezmişi,
-sahi neden kurşuna dizildi karanfili adam?
Oysa güzeldi onun dişleri ve gülüşleri
Beloyannis yakışıklı adamdı ve selam
Geride kaldı bir portresi
-Çocuk var mı bir farkın
Afrikalı bir çocuktan?
Yahut parmakları kesilen bir Uygur çocuğundan?
Elma kokusu ile ölen bir Kürt çocuğundan?
Yahut dersimde bir asker kuşatmasında
İzini beli etmemek için
Annesinin nefesiz bıraktığı âli haydardan
Onunda vardı bir annesi, babası
Vardı elbet onun heves etiği oyunları tıpkı senin gibi
Nasıl anlatsam şimdi sana çocuk dünyayı
Annemizin ninnileri kadar güzel değil dünya
Anaların doğurduğu öldürüyor anaları ve bacıları
Sinmiş bir korku
Bulutlar değil beyaz
Ve gökyüzünü sarmış
Elma kokusu
Yanmış gözleri
Kırılmış elleri ayakları
Vurulmuş kızları
Yurtsuz kalmış türkmeni , kürdü
Sürgündeki Uygurlu bebebği
Nasıl anlatsam sana çocuk şimdi dünyayı