Dışavurumculuk akımının temsilcisi Alman kökenli Avusturyalı şair ve oyun yazarı Georg Trakl, Viyana Üniversitesi'nde eczacılık öğrenimi gördü. 1912'de Avusturya-Macaristan ordusunda askeri eczacı olarak çalışmaya başladı. Alkol ve uyuşturucu bağımlısıydı, cephede savaşın dehşetini yaşadı. Başarısız bir intihar girişimi sonrası gözetim altında tutulduğu hastanede aşırı dozda uyuşturucu alarak bu dünyayı bize bırakıp gitti. Georg Trakl başlangıçta Hölderlin ve Fransız simgeci şairlerden Rimbaud ve Baudelarie etkisinde kalmış, ancak zamanla kendi ...
Akşam oldu mu hazan ormanları
Kan kusan silahların sesiyle sarsılır,
Altından yaylalarla mavi göller üzerinde güneş
Durmadan artan kederiyle yıkılır gider;
Gece kucaklar ölüme yazılmış savaşçıları,
Ve parçalanmış ağızların keskin çığlığını.
Akşam oldu mu duyulur yarasaların sesi.
Çayırda oynaşır karayağız iki at.
Hışırdar kızıl akçaağaç.
Gezgin ise görür o küçük meyhaneyi yol kenarında.
Şahanedir lezzeti taze şarabın ve cevizlerin.
Şahanedir: çakırkeyif dolaşmak karanlık çöken ormanda.
Pencereye kar düşünce
Çalar akşam çanı uzun,
Evi düzen içinde
Hazır sofrası çoğunun.
Gezgin-göçebe kimi de
Özlemin korları var gece karanlığı bakışlarında
Hiç bulamadıkları vatana duyulan özlemin korları.
Öylece kapılmış gidiyorlar, derin esrarı yalnızca
Sonsuz hüzünlerde yatan bir kara yazgının akışına.
Bulutlar öncülük ediyorlar yollarına,
İkide bir çıkıp geri geliyorsun hüzün,
Yanarak sona eriyor altın rengi bir gün.
Kibirsizce boyun eğer acıya her sabreden
Hoş bir sada ve hafif bir çılgınlıkla çınlayarak.
Bak! akşam oluyor daha şimdiden.
Seni çığırıyorum vahşi uçurum,
Gece fırtınasında
Burçlaşarak katmanlaşan dağlar;
Gri burçların
Taşarak cehennemi maskara sıfatlardan,
Ateşli muzur hayvanlar,
1
Bir nefesin gölgesinden doğma bizler
Dolanıp durmaktayız terk edilmişliklerde
Bizler, yani sonrasızlıkta yitirilenler,
Kurbanlarız, adandıklarımızı bilmezcesine.
Dilenciyiz sanki, yok benim diyebileceğimiz,
Güneş güz inceliğinde ve çekingen
Ve ağaçlardan düşer meyve.
Sessizlik mavi uzamlara yerleşmiş
Uzun bir öğle sonrası.
Metalik ölüm sesleri;
Nice kentler gördüm, alevlerin kurbanıydılar,
Zamanlar, vahşet üzerine vahşet getiriyordu,
Ve toprak olmuş nice ırklar,
Hepsi de günün birinde unutuluyordu.
Tanrılar gördüm, bir gecede yıkıldılar,
Lanet olsun size karanlık zehirler,
Beyaz uyku!
Alacakaranlık ağaçların
Bu çok tuhaf bahçesi
Yılan, gece kelebeği,
Örümcek ve yarasalarla dolu.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!