Bekar odamın perişan masası üstünde
Parlak bakışlı, şen gülüşlü gençlik resmim!
otuz yaşından sonra ben artık sen değilim.
Besbelli memnunsun küçük cam resimliğinde.
Nolurdu, ben de mesut olsaydım şimdi senin gibi
Martta ağaçların çiçek açışını yaşasaydım hâla.
Bak mevsim değişti benim şakaklarımda
Yeni bir fal gösteriyor alnımda her çizgi...
Yıllar etmiş bizi, birbirimize, ne kadar yabancı,
İlk fark belli olmuş, görüyorum saçlarımda.
Bir balta dolaşmış haince bu gür ormanda
Kopmuş seni çektirdiğim günden beri kaç takvim yaprağı...
Yalnız saçlar mı ya? Yüz başka, gözler başka
Kulaklarda o günlerden kalma tatlı ses yok
Dünya mı değişti, bende mi eski heves yok,
Yol almak için doludizgin, hayata ve aşka...
Bu dik duruş ne? Dağları ben yarattım der gibi.
Dünyayı nerdeyse yerinden oynatacak.
Şimdi sadece kuvvet aranıyor yaşanacak,
Omuzların da hani az şey değil söyledikleri...
Hangi menzilde kalış bu? Ey mağrur delikanlı
Gün o gün değil, zaman durmuyor
Kalp aynı sesle, nabız hızla vurmuyor.
kanın da kalmamış damarda eskisi gibi...
Ama seni koymuşum yine masamda baş köşeye
Bilmem bi dönülmez çağı özleyiş mi bu?
Yoksa senden hâla, fayda bekleyiş mi bu?
Elde edilmesi şimdi, hayal olan her şeyde...
Sen, sen benim şen gülüşlü gençlik resmim
Vaktim sükûnu içinde yaklaşmada ikindi,
Ömrün göz kamaştıran fecrinden şimdi,
Sensin elimde kalan son şahidim...
Kayıt Tarihi : 19.1.2003 22:00:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!