Genç Adam Şiiri - Emir Gedikli

Ey genç! ispat et rüştünü dursun bu akın!
Kaldır başları yerden göğe eğdirtme sakın!
Allar boyamış gövdeni, sarmış ruhunu ay,
Bak dönmüş talih, seni bekliyor istikbal!

Zalim çehrede gözler seni bir kinli nazar,
Uyumuşsun, uyan artık; bitsin sahte bahar!
Garbın dört mevsimi de bahardır ona sorsan.
Ah genç adam! gerçekleri bir duysan!

Sorsan bir dönüp ardına "gerçekler ne?" diye,
Duyacaktır feryadını elbet Çanakkale.
Göreceksin yüzünü sarıklı mücahitlerin,
Elleri nasırlı ol kutlu mücahîdelerin...

Hatunlar dinleyin! bu nîda sanki size!
Nene hatun anlatıyor işteki aslı bize;
"Başımdaki örtü değil, Allah'ın emri!
Bu cihan ki cennet değil imtihan yeri.

Cesedini bez parçası kurtarmaz, kalbini ört!
Hakk'ın emri namaz; ha beş vakit, ha dört!?
Korkmak kadar sevin bize bunu emredeni.
Sevin ki üzmeyin bizi bizden çok seveni..

Bir nîdâ daha duyulur ki dağları yırtan!
Erler dinleyin Seyit Onbaşı'dır konuşan!
"Sanmayın ki evlatlar ol gençlik hep kalır.
Sizdeki gençlik sırtımdaki toptan da ağır.

Başlar dikçe yürürdük, biz bize benzerdik.
Düşmana benzemeye ise edepsizlik derdik.
Aşsız yolları, susuz dağları aşardık.
Biz Çanakkale'de, evlat! böyle başardık..."

Kafir çalışıp kurmuşsa nizam yeni çağda,
Çalışın gardaşlar ha çarşıda, ha bağda!
İmkan yoktu da neyi bellettik düşmana biz?
Nerde kaldı bizim atadan öğrendiklerimiz?!

Tek derdimiz olmalıdır şanlı bir istikbal!
Kurtulmak lazım gelen işte şimdiki hal.
Hatırlamak sehvedileni çaresi şimdimizin,
Hukuk, usul, muhakeme bilmektir kendimizin...

Çaresi yoktur bu işin gayrı, bir destur ver!
Kaldır gövdeni, soracak sana nekir ile münker!
Setrolmasın imanına iblis nefsini yer!
Ey genç adam! yürü! yarınlar seni bekler!
Ey genç adam! yürü! Cennet seni bekler!