Ufuklara bakar dalar gözlerim
Her gün yollarına baktım gelmedin
Kan mı yaş mı pınar iken gözlerim
Karıştım ırmağa aktım gelmedin
Vuslat harmanında özlem elerim
Herkes ettiğini biçsin dilerim
Kara gözlüm bu ayrılık yetişir,
İki gözüm pınar oldu gel gayrı.
Elim değse akan sular tutuşur
İçim dışım yanar oldu gel gayrı.
Ayların sırtında yıllar taşındı,
Devamını Oku
İki gözüm pınar oldu gel gayrı.
Elim değse akan sular tutuşur
İçim dışım yanar oldu gel gayrı.
Ayların sırtında yıllar taşındı,
o kadar akıcıkı severek okudum yüreğin dert görmesin +10 selam ve dua ile
Bir türkü,şarkı gibi sitemde o derece naif kutlamak kalıyor geriye...Sevgiler
Sevgili hemşehrim
HARİKA! Fazla söz FAZLA gelir. Kutlarım ALKIŞLARLA gönülden. Tam puan gönül hazinemden.
Beni anlamazsın bade içmeden
Gurbet ne hasret ne bilmen göçmeden
Güzellik sermayen gençlik geçmeden
Çıkan engelleri yıktım gelmedin
Gönül bahçemden gönül bahçenize 1001 renk çiçek yolluyorum.
Kabul buyurunuz lütfen.
Sevgiler...
_____________Âlimoğlu___________
beklenileni beklemek kadar zor bir savaş yokmuş...kutladım hocam
kutlarım usta kalemi,üstadım türkü tadındaki sitekar şiir e tam puan.
gönüller göğünmesin,ilhamınız devamlı kaleminiz üretken olsun.
saygılar
Sayın Gözükara’nın hece şiirlerini az çok bilen, mısra tekniğini oldukça beğenen biri olarak, şiirlerinde; Halk Şiiri türü alışkanlıklar ve kalıpların dışında da gerek şehirli hece, gerek divan türü, gerekse daha özgün çalışmalar okumayı arzu ediyorum.
Hece şiirini iyi yazan birçok arkadaşımızdaki bu açılıma yakınlık duymama zaafiyeti, hece şiirinin daha ileriye gitmesi yolunda bir engel teşkil ediyor kanaatimce.
Şiir adına gelenekçiliği bir vefa borcu olarak değerlendirebilir ve kabul edebiliriz muhakkak. Ama, evrensel anlamda şiir adına yapılması gerekenleri (üstelik yapabilme yeteneğine sahipken) yapmamak da şiir adına bir vefasızlık olmaz mı?
İsmet Özel’in bir makalesinde;
“ Gelenekçilik ve ilericilik: Aynı eğilimin iki yüzü bunlar. Bakmayın gelenekçilerin ve ilericilerin birbirleriyle didiştiklerine, dövüşlerini bile aynı şeyi savunarak yaparlar. Bir kısmı, geçmişten getirilen değer ve kurumların gerekliliği üzerinde ısrar ederken, karşı taraf gelecekte elde edilecek kurum ve değerlerin övgüsünü yapıyor. Doğrusu, her biri kendi savunduğu yanı ayakta tutabilmek için karşı çıktığı cephenin görüşlerine muhtaç. Geleceğe doğru bir zincirin devam ettirilmesi için geçmişten uzatılan halkaların sağlam tutulması gerek, geçmişin halkalarının sağ ve esen tutulması da zincire yeni halkaların eklenmesini kaçınılmaz kılar. Bu iki taraftan biri için çarpışan öteki tarafa mühimmat sağlamak zorundadır. Gelenekçiler de, ilericiler de kendi savaşlarını yürütebilmek için zihin kalıplarına, metafizik temellere, varsayımlarla yüklü bir tanıtlama mekanizmasına bağlı, bağımlıdırlar.”
…………….
..ve, devam ediyor İsmet Özel;
“ Bütün bunları söylemekle gelenekçi ve ilerici olarak tanınan şairlerin gerçekte şair olmadıklarını, onların izleyicisi olup da gelenekçi ve ilerici eğilimler besleyen insanların gerçekte hiçbir zaman şiir okumadıkları yargılarına varmak istiyor değilim. Sadece şunu söylüyorum: İdeolojik konumu ne olursa olsun bir şair gerçek parıltıyı ancak gelenekçiliğe ve ilericiliğe musallat olan 'tevali' zincirini kırdığı, hazır düşünme kalıplarını parçaladığı zaman ele geçirebilir. Şiir okuyanlar da eğer şiir yoluyla herhangi bir şey sağlama durumuna geçerlerse, bunu ancak hazırda bulundurdukları anlayışlarının dışına çıkarak başarabilirler. “
……….
Gerekirse, ayda, hatta iki ayda bir şiir yazalım ama yazabileceğimizin sınırlarını zorlama yolunda olalım diyorum, kendi adımıza olmasa bile şiir adına bunu yapmamız gerekir düşünüyorum.
Değerli Gözükara,
Piyasaya göre güzel, ama sizin kaleminize göre vasat bir şiirdi “ Gelmedin ”.
Artık, zarûri hâller dışında “ aktım-yaktım-baktım-yıktım-çıktım “ gibi (ayak kafiyelerinde), ve diğer kafiyelerin bazılarında olduğu gibi, ayrıca; nerede ise her üç şiirden birinde kullanılan söz ve kelimeleri unutmamız gerekmiyor mu?
Denemeye değmez mi?
Bence değer!
Daha güzel, çok çok güzel, en güzel şiirlerde bulunmayı ümit ederek;
Zevâl; kaleminizden, mâlâyânî; kelâmınızdan, kibir ve vesvese; kalbinizden, vesvas; iç ve dış âleminizden ırak olsun inşallah..
Muhabbetlerimle
Ufuklara bakar dalar gözlerim
Her gün yollarına baktım gelmedin
Kan mı yaş mı pınar iken gözlerim
Karıştım ırmağa aktım gelmedin
Hasret harmanında özlem elerim
Herkes ettiğini biçer dilerim
Ömür boşa geçti kime ne derim
Bayramlarda ağıt yaktım gelmedin
Köpürüp coştukça yordum bendimi
Ben teselli ettim kendi kendimi
Elde mi şaşmamak sevda dendi mi?
Mektubun ucunu yaktım gelmedin
Beni anlamazsın bade içmeden
Gurbet ne hasret ne bilmen göçmeden
Güzellik sermayen gençlik geçmeden
Çıkan engelleri yıktım gelmedin
Neden çaydın neden durman ahtın da
Yerin başköşeydi gönül tahtında
Az mı Gözükara yaktın vahtın da
Baktırdığın falda çıktım gelmedin
**********
Vurgulu ve etkileyici duygulardan bir yürek tablosu karşımızda.Okumak keyifliydi.TAM PUAN.TEBRİKLER...
Her şeyde bir hayır vardır derler. Mükemmel bir hece yazdırmış size baksanıza. Tam puanımla utluyorum Üstadım.
Beni anlamazsın bade içmeden
Gurbet ne hasret ne bilmen göçmeden
Güzellik sermayen gençlik geçmeden
Çıkan engelleri yıktım gelmedin
Neden çaydın neden durman ahtın da
Yerin başköşeydi gönül tahtında
Az mı Gözükara yaktın vahtın da
Baktırdığın falda çıktım gelmedin
çok güzeldi dost ....paylaşımına teşekkürler
müzeyyen başkır
Köpürüp coştukça yordum bendimi
Ben teselli ettim kendi kendimi
Elde mi şaşmamak sevda dendi mi?
Mektubun ucunu yaktım gelmedin
Türkü tadındaydı. Güzeldi.
Kaleminiz daim olsun.
Kutlarım
Saygımla
Bu şiir ile ilgili 29 tane yorum bulunmakta