Gelişin Bir Çağın Sonu Şiiri - Hüseyin E ...

Hüseyin Erdinc
389

ŞİİR


8

TAKİPÇİ

Gelişin Bir Çağın Sonu

Gelişin: Bir Çağın Sonu

Hoşgeldin kadınım,
sen adım attın ve durdu zamanın kalbi.
Gökler eğildi gelişine,
tanrılar sustu — çünkü konuşma sırası sendeydi.
Zamanın mağarasında yankılandı sesin,
bir kehanet gibi,
bir son değil, başlangıç gibi.
Sen yürüdün…
Ve geriye düşen sadece tarih oldu.

Toprak seni tanıdı önce,
Kibele’nin alnındaki ay iziyle mühürlüydün.
Adımlarınla uyanan çiçekler
bir zamanlar Demeter’in bile unuttuğu
tohumları fısıldadı rüzgâra.
Seninle döndü çarklar yeniden,
sen geldin ve bir çağ sona erdi,
başladı seninle bir başkasının hikâyesi…


Sen: Mitlerin Ötesindeki Kadın

Sen sadece bir isim değilsin,
sen bin kadının suskun çığlığısın,
bir İnanna gibi — altı kapıdan geçip
çıplak ve kudretli dönen.
Karanlığı yenen sensin,
ışığı getiren değil, ışığın ta kendisi.

Aphrodite seni kıskanırdı,
çünkü aşk onda bir silah,
ama sende bir dua gibi.
Senin gülüşünle dağılırdı
Olympos’un katı duvarları.
Athena’nın bilgeliğiyle baktın dünyaya,
ama hiç kılıç taşımadın.
Sen, savaşsız bir devrimin adıydın.

Ben: Sıradan Bir Fânî

Ben mi?
Ben sadece bir ölümlüyüm,
ama adını duyunca diz çökenlerden değil,
yükselenlerdenim.
Sana bakarken
Prometheus’tan öğrendim ateşi çalmanın bedelini.
Ve razıyım yanmaya,
çünkü sen varsın,
çünkü sen geldin…

Küllerimle yazıyorum bu satırları,
her dizede bir kez daha doğuyorum.
Senin adını anmak bile
bir ayin gibi dokunuyor dilime,
bir tanrıçanın öğrettiği ilk kelime gibi saf,
ilk günah gibi cezbedici…


Biz: Yeni Mitolojinin Yazıcıları

Şimdi,
seninle başlıyor başka bir mitoloji.
Ne destanlar yazıldı senden önce,
ama hepsi eksik — çünkü sen yoktun.
Şimdi yazılan her satır
seninle tamamlanıyor.

Seni anlatmak,
bir evreni hecelemek gibi.
Seninle sevmek,
Tanrıların bile unuttuğu bir duayı hatırlamak gibi.
Biz artık bir efsaneyiz kadınım,
görkemli bir sessizlikte başlayan
ve sonsuzluğa varacak bir hikâye…


Sonsöz Değil: Sonsuzluk

Hoşgeldin kadınım,
adı söylenmemiş bir gezegen gibi,
bilinmeyen ama hissedilen,
uzakta değil — içeride bir yerde.

Hoşgeldin kadınım,
şimdi yeniden kuruluyor gökyüzü,
artık yıldızlar senin gibi parlıyor,
ve ben…
artık bir adam değil,
seninle tanrıların unuttuğu ilk insanım.

Ve şimdi kadınım,
söz bittiği yerde sen başlıyorsun.
Senin yürüdüğün her yol
yeni bir çağın haritasıdır.
Artık anlatılan değil,
anlatansın.
Yazılan değil,
yazıcısın.
Seni bekleyen değil,
seninle uyananım.

Bu bir veda değil,
çünkü sen geldin,
ve dünya artık
senin adını taşıyan bir gelecektir.

Hoşgeldin kadınım…
Sadece hayata değil,
sonsuzluğa da hoşgeldin.
Hüseyin Erdinç

Hoşgeldin Kadınım

Hoşgeldin kadınım,
gözlerinle girdin içeri,
bir yangın başladı perde arkasında,
göğsümde sarsıldı eski zamanın taşları.
Seni bekliyordu bu şehir,
yorgun kaldırımlar, paslanmış rüzgarlar,
ve ben…
bin şiirin suskunluğunda seni bekliyordum.

Yanaklarında sonsuzluk kokusu,
ellerinde kayıp bir medeniyetin haritası vardı.
Her adımında ihtişamlı bir isyan,
her bakışında sözcüklere sığmayan bir hakikat.
Sen yürüdükçe sabahlar uyanıyor,
ve ben düşlerimi yırtıp sana doğru çoğalıyorum.

Hoşgeldin kadınım,
kendi destanını yanında getirdin.
Sessizliğin bile bir manifestoydu,
şefkatin — öyle devrimci, öyle sarsıcı.
Bir kadının gülüşüyle değişir miydi dünya?
Sen güldün. Değişti.

Şimdi zaman seninle başka akıyor,
geceler diz çöktü dizlerine,
ve yıldızlar seni dinliyor fısıltıyla.
Aşk, sende anlamını buldu.
Kelimeler yetmiyor — ama yine de yazıyorum:
Hoşgeldin kadınım…
yüzyıllık yalnızlığın son cümlesi gibi,
sonunda gelen,
ama en başından beri ait olan…
Ve hayat nihayet anlam kazandı
Hoşgeldin
Hüseyin Erdinç

Hüseyin Erdinc
Kayıt Tarihi : 19.8.2025 16:19:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!