Yepyeni bir ateş düştü içime
Duygular içimden taşarak gelir
Sözler giriyor biçimden biçime
İçimde çoğalıp coşarak gelir
Yarım kalmış, buruk şarkı maziden
Dile gelip şimdi şiirden, yazıdan
Çalıyor yeniden ince, sızıdan
Eski yaraları deşerek gelir
Yanağına bir kuş konsa, gül açar
Hep umutlu, neşeli, bazen naçar
Hayat bulur, sık sık Hayat’a kaçar
İçini bir güzel deşerek gelir
Dişleri kırda açan papatyalar
Etrafında binlerce güller açar
Gülünce büyüyen minik ağzı var
Hüznü şebnem gibi düşerek gelir
Öyle tatlı, öyle deli ki huyu
İnce, narin, zarif, asildir soyu
Beklerim ben onu geceler boyu
Bilseydi uykudan koşarak gelir
Dinliyorken onu, Vivaldi çalar
Duyguludur hep, yaz, kış, güz ve bahar
Büklüm büklüm, parlayan saçları var
Arkaya ve öne düşerek gelir
Ahu bakışlı, Mona Liza yüzlü
Omzunda uzanan bir ova gizli
Dertleşirken onunla sizli, bizli
Duygular haddimi aşarak gelir
Bir sahil kıyısında sabaha dek,
Oturup mehtap ve deniz seyretsek
Martılara şiir, şarkı söylesek
Mutluluk toprağı eşerek gelir
Yıllar önümüzden akıp da gitmiş
Bir büyük ateşi yakıp da gitmiş
Gönlümü gönlüne takıp da gitmiş
“Bişey” var, dostlukta pişerek gelir
Bir dokundun işte bin ah işittin
Sesin yok,gülüş yok, nereye gittin?
Başol’u yeniden sen şair ettin
Okuyunca bunları şaşarak gelir
Metin BAŞOL-ANKARA
28/12/2006, Perşembe, Saat:01.23-05.44 arası
Kayıt Tarihi : 22.4.2007 03:22:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Dudaklarda yarım kalan söylenmemiş son sözler vardır.. işte öyle bişey...
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!