Gelenek Dinleri ve Kur'an'ın Terk Edilişi

Muhammed Rıdvan Kaya
174

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Gelenek Dinleri ve Kur'an'ın Terk Edilişi

İnsanoğlu, tarih boyunca inanç arayışında farklı yönelimler sergilemiş; kimi zaman vahye dayalı bir inanç sistemine sarılmış, kimi zaman ise kültürel ve geleneksel unsurlarla harmanlanmış bir din anlayışı oluşturmuştur. Bu durum, geçmişte olduğu gibi günümüzde de devam eden bir sorundur. A’râf Suresi 138. ayeti, İsrailoğulları'nın Mısır’dan kurtulduktan hemen sonra geçmiş putperest alışkanlıklarına geri dönme eğilimlerini açık bir şekilde gözler önüne sermektedir. Bu olay, hem münafık hem müşrik kavimlerin geçmişlerine olan bağlılığını anlamak için önemli bir örnektir. Münafık, cahiliye hayatında yaşadığı sorumsuz tüketim anlayışını unutamaz. Bu anlayış, onun karakterine o kadar işlemiştir ki, İslam’a yönelse bile dünyevi menfaatlerden vazgeçemez. Müşrik ise gelenek dinine sıkı sıkıya bağlıdır. Atalarının inanç ve pratiklerini sorgulamadan kabul eder, onları “değişmez” ve “kutsal” olarak görür. İsrailoğulları’nın denizden geçtikten sonra puta tapan bir topluluğa rastladıklarında Musa’dan bir ilah yapmasını istemeleri, onların köle olarak yaşadıkları geçmişteki inançlarına duydukları özlemi gösterir. Bu talep, yalnızca bilgisizlik değil, aynı zamanda geçmişlerine olan bağımlılıklarının da bir yansımasıdır. Bu durum, Kur’an’ın sıkça eleştirdiği, geleneklerin ve kültürel etkilerin vahiyden üstün tutulması problemini yansıtır. Kur’an, insanlara yalnızca Allah’a yönelmelerini ve yalnızca O’na ibadet etmelerini emrederken, müşrikler ve münafıklar, kendi çıkarlarına uygun bir din anlayışı oluşturmuşlardır. Mekkeli müşriklerin putları aracı ve şefaatçi kabul etmeleri, bu sentez din anlayışının bir göstergesidir. Kur’an’da Allah’ın ipine sıkıca sarılmaları gerektiği emredilen insanlar, vahyi terk ederek çeşitli kültürlerin ve mitolojilerin etkisiyle karma bir inanç sistemi geliştirmişlerdir. Hristiyan keşişlerden tesbih ve uzlet, Hint gurularından riyazet, İran Zerdüştlerinden miraç mitolojisi ve Yunan mitolojisinden tanrı anlayışını evliya dedikleri kişilerin hayatına devşirerek tasavvuf dinini oluşturmuşlardır. Bu öğreti, yalnızca Kur’an’a dayalı bir inanç sistemini terk ederek, hurafelerle dolu bir inanç sistemine dönüşmüştür. Allah, insanlara bir rehber olarak Kur’an’ı göndermiştir. Ancak tarih boyunca insanlar, Kur’an’ın açık ve net mesajını terk ederek hadisler, rivayetler ve geleneklerle dolu bir sistem oluşturmuşlardır. Furkan Suresi 30. ayetinde, elçinin “Rabbim, gerçekten benim kavmim, bu Kur’an’ı terk edilmiş bir kitap olarak bıraktılar” sözleri, bu durumun vahametini açıkça ortaya koyar. Günümüzde de Kur’an’ı terk ederek geleneksel inanç sistemlerine yönelmek, insanların Allah’ın ipine sarılmalarını engellemekte ve onları tevhid inancından uzaklaştırmaktadır. Bu sapmalar, İslam’ı yozlaştırarak, Kur’an’ın apaçık mesajını gölgede bırakmıştır. İnsanlar, yalnızca Allah’a yönelip Kur’an’ın rehberliğine sarılmadıkları sürece, geçmişlerinin esiri olmaktan kurtulamayacaklardır. Kur’an, insanlara doğru yolu göstermekte yeterli bir rehberdir. Ancak insanlar, geçmiş alışkanlıklarına ve kültürel unsurlara bağlılıklarını sürdürdüklerinde, bu rehberlikten faydalanmaları mümkün değildir. A’râf Suresi 138. ayet ve diğer ilgili ayetler, geçmişlerine bağlılıklarını sürdüren toplulukların nasıl saptığını göstermekte ve insanları yalnızca Allah’ın ipine sarılmaya davet etmektedir.

Muhammed Rıdvan Kaya
Kayıt Tarihi : 12.1.2025 06:18:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!