Bir zaman, yazdıklarına akıttı şüphesini yazar. Sözcüklerin sırrını hep sonraya sakladı (EN sona) .
Kelimeleri törpüledi, yazıyı beyazın üzerine ardı ardına dizdi.
Her acı sözcüğün yanına bir umut sözcüğü ekledi.
Binlerce yıldır atalarından bildiği destanları, şiirlerinin arasına, kıyısına ekledi ve atalarının öfkelerinden çok korkarak eklediği yeni model acıları, sonraki kuşaklardan gizlemeye çalışarak yazdı yeni geleceği.
Kendisini SUÇ ortağı bilenlerle hiç tanışmadı aslında. Bu yüzden, zamanı tutanaklara düşerken, beyaza yazılan ne kadar çıgırtkanlık varsa, duymadı hiçbirini.
Bulduğu her şeyi kıyıya köseye gizledi, çünkü biliyordu ki, paylaşmak için sunduğu her şey, kendisini ele verecek bir ipucu sayılacaktı.
Ve umut biliyordu ki, kendi akranları arasından, geleneğin nakışını bozdular diye, ataları tarafından sonsuza kadar eksik bilineceklerdi ki, kökünden eksik kalmak çürütür bir meyveyi dalında.
Aşiretinin yasaları henüz bozulmadı, birkaç çığırtkanla da zaten bozulmazdı.
Simdi geleneklerin hükmünü saymanın vaktidir. Büyüyen, genişleyen beyazın üzerinde, siyah yazılar aktı gitti. Kelimeler, sözcükler, cümleler sevdasının gerçek tarihiydi.
Sabri Uçar ÇalışkanKayıt Tarihi : 27.3.2009 13:59:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!