Gelecek misin?
Sabırsızlıkla bekliyorum seni yapayalnız
Buluşma sahnesinde
Hani daha öncede küsmüştük
Başlarken yamacın en üst köşesinde
Sımsıkı sarılıp çekmiştim nefesini kokunu içime
Of çekerek hasretine.
İşte orda.
Gelecekmisin?
Çok bekletmezsin değil mi?
Bu bir ayrılık değil ki.
Kabullenmek zor olsa da
Belki adını ayrılık koymak gerekir aslında.
Ama biz hiç kavuşmadık ki?
Kopabilirmiyiz sence.
Bekliyorum gelecek misin?
Ruhum dayanılmaz zor bir azapta
Ben giderken sensizliğe
Ölümü de aldım baş ucuma..
Kabullendim...
Zor bir azap...
Duyarmısın sesimi
Çağırırsam gelir misin sessizce yine.
Sabırsızlıkla bekliyorum gelmesende
Üstüne titrediğim kalbinin çarpıntısı üzerine
Yemin olsunki seni seviyorum sen yok desende
Gel önce sev
Sonra öldür içimdeki seni.
Ömrüm seni beklemekle gececek
Ve ben sensiz yaşayan bir ölüyüm
Sabırsızlıkla bekliyorum gelmesende
Ömrümü verdiğim gülüşün üzerine yemin olsun ki
Seni seviyorum sen yok desende
Gel önce sev sonra öldür içimdeki seni
Gelecek misin?
Susmak istiyorum susamıyorum
Bağirmak istiyorum avazımdan çıktığı kadar
Ve biliyorum ki konuşsam sende yanacaksın
İçimde öyle ateş dolu ki hasretinden
Bağira bağira susmak istiyorum.
Susmak istiyorum.
Gel sustur isyanımı
Gel dirilt ölmüş ruhumu.
Gelecek misin?
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta