GELEBİLSEYDİ KEŞKE
Bırakırken harmanın yorgunluğu
Samanlık yanına
Elma ağacının gölgesinde serinliği
Dere kenarındaki buğardan
Buz gibi sudan bir daha içemedik
Çağın buzdolabı klimaları
Yakalayamadı henüz o sade konforu
Ne çok anılar bırakmışız ardımızda
Olduğu yerde cakmışız goca kökemlerle
Getiremedik yanımız sıra
Kaldı olduğu yerde
Sıra sıra giderken kömür işçileri
Nereden başlanır bilmemki
Bir çift sarı öküzü boyunduruğu ile
Kiraz ağacının onca çeşidini
Folluktaki yumurtaları
Külüğün ardından gelen civcivler
Alırken orman tarlalarımızı elimizden
Ne çok hevesle hazırlayıp
Bize bırakmıştın dedem
Kömür işçiliğine gönderdiğin
Oğulların torunların da yoklar
Bir hazine değerinde saklanırken
Yatak altlarında hakike şeker
Torunlara özel her gördüğünde
Bir küçücük sarılma bedeliyle
Yavrucaklarına birer tane
Ah be hayat kaplumbağa adımıyla
Yürüyor sanırdık hep yanılmışız
Göz açıp kapanınca ya kadar zamanda
Duyulmuyor zil sesi çan sesi
Köyümün dağlarında
Ve onca sebzeyi meyveyi
Bostanı tarlayı bağı bahçeyi
Getirbilseydik keşke yanımız sıra
19/Ocak/2019 ZONGULDAK
Muharrem AkmanKayıt Tarihi : 20.1.2019 17:53:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!