Geldim Pirim Şiiri - Garib Garib

Garib Garib
28

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Geldim Pirim

Bu yolda silmedim gözümden yaşı,
ağlayı geldim…
Sarmadım Yaram taze, ah demeden dağlayı geldim…
Ararım kurumadan gülümü , bir damla suyla çağlayı geldim…
Garib bülbülün yokki dili,
ağzımı bağlayıı, bağlayı geldim Pirim …

Bu dertten ne gözüm ,ne çeşmim yaşı kurumadı …
Yanar yüreğim yanarım der,kül oldu ateşim soğumadı…
Gönle yükledim bir dert , nere bu gidişim sorulmadı…
Gönül kervanını kaybettim amma,
İzini soraa ,sora geldim Pirim…

Yol başında Şeref , haysiyeti verdim ehli kem dillere...
Dahi kusmedim herbir yerimi yırtan ellere…
Ele, hem dile eyvallah, bir dertle geldik bu yaban ellere…
Dövene elim, sövene dlim tuta , tuta geldim Pirim…

Toprak gibi bir ahla yattım ayaklar altına hangi ayak ezerki…
Kör düğüm olmuşum kendi kendime acep hangi el çözerki…
Şu gönlüm çöl gibi ,Mecnun canım içinde ne arar ne gezerki…
Bin çölden, bin Leyla’dan kaçaa, kaça geldim Pirim…

Anda tahammül kıldım, oldu onca cefa, veli nimetim…
Can pazarından aldım, eza artık ziynetim…
Bir eyvallah ile taktım boynuma, ceza ise kısmetim…
Cümle önümdeki mihnete ,razı olaa, ola geldim Pirim …

Dilde ahımla, gönlüm heran talep kılar derdimi…
Vurdum gönlü yoluna , bilinmez HUDA izin verdimi…
Aceb her bu yola çıkan , yol sonunda maksuda erdimi…
Geç kaldım terim taze, koşaa ,koşa geldim Pirim …

Başım hep efkarlıydı, sorma şu gönül heybem dolumu…
Dilim amanlıydı kurda kuşa kaptırdım, elim, kolumu…
Göz görmez dumanlıydı ,nice dağlar çevirdi yolumu…
Önümdeki BEN dağını aşaa ,aşa geldim Pirim …

Gözüm kan çanağı, soluk benzimi boyadım sarıya…
Sordum çiçeğe , hem bal yapan arıya…
Çalıp sual ettim, HAK varmı, onca kapıya…
Her kapıdan kovulaa , kovula geldim Pirim …

Gönül eliyle çaldım bir Sultan kapısı Himmet eliyle açılsın..
Şu diri nefsimi saldım ölüler arasına ,
yol ver katılsın…
Bedel verdim canı Dost cemaline ,
Halil ataşına atılsın …
Kül olayım ocağına, ateşsiz yanaa, yana geldim Pirim …

Nice tuttuğum elle, dipsiz kuyulara atıldım…
Değildim köle , dünya pazarında ucuza satıldım…
Yolda çokça İnsan dişli kurtlara kapıldım…
Ardı yırtık gömleğim ,kanım damlayıı, damlayı geldim Pirim..

Nicedir ararım Süleyman sarayı değil,
bir Yusuf kuyusu…
Belki kardeş eli gerek düşmeye,
belki düşman pususu…
Köle girip Sultan çıkmak, pek Yaman iştir doğrusu…
Nice derin kuyulara düşee, düşe geldim Pirim…

Habersiz aklım başımdan çıkıp giderken salına , salına…
Gönül yerinde durmazki , delimi , mecnunmu sözüne alına…
Canım sığmaz bu kafese , konmak ister bir gül dalına…
Nice dikenlere katlanaa, katlana geldim Pirim…

Kıyamadım ki koparıpta koklayam HAK bahçesinden bir gül…
Nice koklayan gördüm, kimi hüthüt olmuş kimi bülbül …
Elim Boş değil muhabbet bağından
getirdim Lale sümbül…
Kuru dalım gölnüm kapalı ,
Bu bahçeye açmaya ,açmaya geldim Pirim…

Yüzüm eren aynasına düşende,
gördüm içerdeki yüzüm farklı…
Ah dilim , söz eder durur gümüş, altın süküt ederse kim haklı…
Sanırsın Altının değeri hep mihenk taşındamı saklı…
Aldım yanıma adi gönlü ,usta eline ayaraa, ayara geldim Pirim…

Bin Duvar dolusu kitap okusan sana ne kalırki hatır…
Ey garib, açıp içindeki kitaptan okumassan bir satır…
Bari hiç olmazsa şu mağrur başı İsmail taşına yatır…
Bakma serçeliğime Pirim ,
Nice ŞAHİN'lerin gölgesinden geçee, geçe geldim …

Gönlün ortasına ektim bir muhabbetle AŞK tohumu…
Çekip aldım dışarıdan, içeriye verdim artık yolumu…
Bir Himmet kadehinden mest'lik geldi cana
kaybettim sağım, solumu…
Bir SAKİ elinden AŞK şarabı içmeyee,
içmeye geldim Pirim…

Garibim girdim meydana, sırtımda zırhım yamalı bir köynek…
Kendime düşmanım, elimde pusadım kurumuş bir deynek…
Eren kılıcına lazım gelirmiş madem baş eymek…
Bu meydana ölmeye değil,
dirilmeyee , dirilmeye geldim Pirim …

Garib Garib
Kayıt Tarihi : 19.1.2025 05:51:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!