seni aramak öğle sonralarına benzerdi
gölgeli aralar kadar acımtrak ama dirençli
yaz sıcağına bezgin duvarlar nasıl suskunlaşırsa
kış akşamlarında...
toprak evler sıralanırdı yoksul göçebeliğimize
karlı tebessümlerle yürümelerin sonu iyimserlikti
buzlu anılar akarken düş ocaklarıma
bir sen kalırdın yerli yerinde üşümelerimin sonu...
saklı korkular birincil kaygılarla beslenerek
ağaçları abartılı hışırtılı bir caddenin ortasında
donduracak sensiz yüreğimi...sen yine hep yine
sımsıcak kalacaksın...
uzay boşluğunda sonsuzlaştırdım adını
bilmem kaç kez kesik kesik hıçkırığımla
en ani ölümden daha bir bütün
yani o kadar kalıcı...
gündelik unutkanlıklarla terk edilmiş parklar gibi
hazin öykülü bitmeye vaktim yok
ben kendimin bile en kolay vazgeçilebilir alışkanlığıyım
geldiğim sonda noktalarım kimliksiz
nerden baksam seni sevmekle sonuçlanacağım...
ellerimin titrek utancıyla çizdiğim yolda
yorulacak ayrılık
incelen gururu solgun
ve biliyorum
en kibar gülmelerin soylu adabında bile
seni yanıtlayamayacağım...
mevsim sarhoşu kumrular yuva yaptığında saçlarıma
ben senin hayata bakma penceren olacağım
inanıp yaşamadığın...
başucumda selvi ayakucumda serçe
birleşince topraklı bir suda
ortamda tuhaf bir boşluk
sen bir türlü yoksun
sevmiyorum yıldızları...
Kayıt Tarihi : 23.10.2011 01:27:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!