Yaratmış inan ki Allah her şeyi
Göster her nesneye yüce sevgiyi
Sen gel ki beraber biz mecz olalım
Seninle biz ayrı hiç durmayalım
tozlu bir şemsiye durur
çatı katındaki odanın
kuytu bir köşesinde
kumaşındaki eski yağmurların
hüzünlü kokusuyla
Devamını Oku
çatı katındaki odanın
kuytu bir köşesinde
kumaşındaki eski yağmurların
hüzünlü kokusuyla
Şiiri yazan halis niyeti ve şiirin şiirsel güzelliğini kutlarım.
Ancak bildiğim bir şey var ki, Allah'a Allah'ın bildirdiği ibadetlerin, özü, kuralı, şeyliyle bir bütünlük içinde ulaşılır.
Hangi niyetle olursa olsun, dine yeni bir ibadet şekli sokan, Allah ve resulünden gelen dine göre hareket etmemiş sayılır.
Usul ehlince kabul edilen bu öz, maalesef gönül ehillerince sürekli atlanmıştır.
Bu nedenle geçmişte, kendilerini peygamberden üstün görenler
Kur'andaki apaçık bilgileri düşünce ve hayatlarında oluşturmayarak, batın diye ne olduğu belirsiz bilgilerle kendilerine din üretenler..
Allah'ın resulüne öğrettiği, bütün mü'minlere Resulüme uyun, onda güzel örnekler vardır dediği ayeti bir kenara iterek, kendilerine göre yeniden din üretip, ibadet şekilleri üretenler..
Ne yazık ki çıkmıştır. Toplumlara egemen olmuştur.
Mısırda kurulan Memluk devletinin halifesi Mısır Sultanı Kalavun, bir gün dışarıdan bir ses duyar. Sesi güzel bir müessin sabah vakti, sabahın sessizliğinde güzel sesiyle bugün salâ diye bildiğimiz güfteyi okumaktadır.
Halife hemen muhafızlarını çağırır. Derhal şu müezzini bulun gelin der.
Adamı getirirler. Müezzin korku içinde, yaptığının büyük bir suç olduğunu kabul ederek, korkudan tir tir titremektedir.
Halife sorar, okuduğun ne?
Kekeleyerek, efemdim ben yazdım. Bir beyitti, onu okumak istedim.
Halife tekrar oku der..
Okur...
Hemen nazırını çağırıp, bu adama bir kese altın verin, ve tez bütün imamlar, müezzinler öğrensin ve İslam ülkelerinde bundan böyle okunsun der.
Hicri 300.yılda Müslümanların hayatına giren Salâ bugün ezandan önemlidir.
Yine Süleyman Çelebinin yazdığı içinde şirke ulaşabilecek sözler olduğu usul alimlerince ifade edilen, mevlidi şerif, kur'anın önüne geçmiştir.
Usul der ki,
Nafileler farz olarak bilinçte algılandığında din bitmiştir.
Hangi niyetle olursa olsun üretilen yenilikler 'bid'atler' nafile ve farz amellerin önüne geçtiğinde din bitmiştir.
Bir semazen için, semanın anlamı, namazın anlamından yüksekse din bitmiştir.
Dini bitiren duygu ve düşünceler topluma egemense, o toplumda dinden söz etmek mümkün değildir.
'Onlar kendilerine Allah'tan gelen dini değiştirerek yeni bir din üretmişlerdir. Halbuki Rabbleri onlara, akıl edip, Allah'a uymalarını önererek, asla şirke sapmamalarını emretmişti'
Şiir sayfamda Hoşgörü 1 ve 2 şiirler var.
Geçmişte, bugün ve gelecekte, kuran özünü, anlayışını egale eden tüm anlayışları itikadım gereği ret ediyorum.
Sn: Sina Bey!
Müthiş bir çalışma yürekten kutlarım selam ve dua ile benden tam puan
buda benden olsun
Gelde dağlar yol osun,
çiçeklensin yaylalar al olsun,
can! Canı cana katalım,
canlar bal olsun.
Bu şiir ile ilgili 2 tane yorum bulunmakta