Olamıyorsak,
Olduramıyorsa bizi bir şeyler
Bu ne senin fazlalığındır
Ne de benim eksikliğim.
Bu , hayatın bizde kalmış izidir
Tam bir adım varken aşka
Saatlerimiz hep takılı kalıyorsa
Bu hiç bir şeyin ilacı olmayan,
Zamanın kahpeliğidir.
Yüreğini kalin taş duvarlarla kuşatma
İlk depremde sen altında
kalırsın, ezilirsin
Boşver demiyorum ama;
İçine de atma
İnsanı en çok İçine attıkları boğar
Bunu en iyi sen bilirsin
Hadi gel bir düş kuralım seninle
Günlerden pazar olsun
Mevsimlerden yağmur
Sığınacak sokaklar arayalım
Yada önce biraz ıslanalım
Acele karar verme düşün biraz, Dur !
Açalım radyoyu sonses
Bağıra çağıra, sustuklarımızı konuşalım
Öyle bir merhaba diyelim ki
Sesin sesimi tutsun
Başımı koyayım nolur izin ver
Dizlerin ruhumu uyutsun
Ne bir buse kondur dudağıma
Ne saçlarıma ellerin değsin
Kaçmasın bir mülteci gibi
Gözlerim gözlerinle buluşsun
Bir simidi tam ortasından bölüşelim
Iki çay söyleyelim seninle
Demi benim siyah gözlerimden
Sekeri senin tatlı dilinden olsun
Ben ellerine bir şiir yazayım
Kalemim avuçlarına hediyem olsun
Sen saçlarından bir toka ver
Üstünde mutlaka senin kokun olsun
Özledim desem, gelmezsin biliyorum
Özlersin de gelde demezsin
Bir bahane bulmalıyım seni görmeye
Odamda sıcak hala, yüreğimde
Kahveyi hatri kırk yıl olanlar içsin
Senin hatrın Bir ömür bende
İçimde milyon kez sebeb var ise de
Şimdi dilimde tek bir bahane
Gel !
Gel çay içelim bari...
Kayıt Tarihi : 26.2.2024 00:55:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!