Gümüş saçlarımı dağıtan
Serin sonbahar rüzgârlarıyla
Arınıp yılların hüznünden,
Bunca acıya kedere inat
Yüzünde tatlı bir tebessümle gel.
Dinle yüreğinin sesini…
Gözlerindeki iki damla yaşı
Yanağıma silerim.
Firari kalbimi de al,
Yüzünde tatlı bir tebessümle gel.
Hani ertelemiştik ya
Kavuşmaları...
Ben çoktan sözümü bozdum.
Sen de bana uy,
Yüzünde tatlı bir tebessümle gel.
Bu can bu bedende durdukça
Bitmez hasret, dinmez özlem.
Kırma kolumu kanadımı
Ani bir karar ver,
Yüzünde tatlı bir tebessümle gel.
Kayıt Tarihi : 25.10.2005 16:18:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Hikayesi:
Şiirime eşsiz sesiyle can veren Sevinç İnal hanıma teşekkür ederim.
![Ahmet Bektaş](https://www.antoloji.com/i/siir/2005/10/25/gel-216.jpg)
Kavuşmaları...
Ben çoktan sözümü bozdum.
Sen de bana uy,
Yüzünde tatlı bir tebessümle gel. '
bozulan sözler hep böyle olucsaksa, barışmalar için olucaksa söz bozmalar... hep bozalım sözlerimizi.. inadı, gururu bırakalım.. yazık olmasın sevdalara...
gelmek...özlemektir
gelmek...paylaşmaktır noktanın sonsuzluğuna gizlenmiş nüveleri...
gelmesini istemek ise bütünü okumak...
selamlar...
TÜM YORUMLAR (4)