Gel, mevsim sana yağıyor.
Sonbaharda değmişken ayrılığına gözlerim,
Satırlarına dokumuştu ayrılığını sözlerim.
Şimdi vücudum titriyor saç telime kadar,
Nerdesin denizim? Kafam karışıyor.
Defterimin sayfalarında gibisin
Sözcüklerim gelsen diye çalıyor, söylüyor.
Çocukların saçlarında gibisin ya da,
Ya da belki yanımda başucumda.
Nerdesin Şimdi? Kafam karışıyor.
Aklım sana, öfken kanıma karışıyor.
Ne kadar da sen kokuyor
Yanından bile geçmediğin insanlar
Hepsi şüphesiz, güzel olmalılar.
Bilakis yürüyüşleri ölesiye sen kokuyor.
Oradan, sana uzak, bana benzer
Bir dilenci geçiyor.
Her ne kadar zavallı olsa da
Merhameti hak eder gibi sanki
Bir taraftan yüzsüzlük akıyor paçalarından.
Ve bana öylece bakarken, seni hatırlatıyor.
Sana gelişimi..
Çaresizlik sokağında
Gülüşünü dilenen dilenciler gibi.
Ama dön gel, özlüyorum.
Bekliyorum, inanmazsın hala,
Dağılmışım ayak ucuna.
Toparlamaya çalışmışım,
Daha da parçalanmış hayallerim.
Onlar ki senin, sana dair.
Ve ben bir anne kadar korkusuz,
Seni senden çok sevdiğimi iddia ederim.
Ne de yakınmış yollarım evine,
Sokakların dağılmış haberin yok
Senin ilan ettiğin şehrine.
Orada burada yüzüne rastlar bakışlarım.
An gelir,
Gülümseyen bir adamı sen sanar, ağlarım.
Sensin; cesaretim, inancım, ihtiyacım...
Gel, ölüyorum.
Bunun son olması,
Buluşamamak bir daha senle
Aykırı karakterlerin çocuk öykülerinde
Korkutuyor beni bir gece kadar,
Korkuyorum.
Ben giderim de sana böyle bakan,
Kaderini, amelini, emelini senin bileğine bağlayan
Sana böyle bel bağlayan aşık olmaz diye.
Olur da şu havalarda
-Dikkat etmezsin bilirim kendine-
Üşütürsün diye.
Haydi sen gel, yeniden başlasın kış
Bir daha yağdıralım karı
Sil baştan seveyim seni
Kirpiklerine kadar.
Kayıt Tarihi : 4.1.2014 15:32:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!