Doğdum; ilk önce emekledim. Sonra yürüdüm ve daha sonra koşmaya başladım. Öyle hızlı koştum ki, hayatı arkamda bıraktım. Yaşama şansını kaçırdım. Bunu fark ettiğimde ise, yaşlanmıştım çoktan. Artık zamanım, mekanım, her şeyim vardı. Ama ruhum ölmüştü, yaşama isteğim yoktu.
Bu gün bana bir şey oldu. Taytaya kalkmış bir bebek gibi hissediyorum kendimi. Bu yeniden doğuşum, dirilişim benim. Anladım ki, bu hayatta benden daha değerli, daha önemli bir şey yok. Ben ‘tek’im. Benden başka bir ben daha yok, olmadı ve olmayacakta. Bundan böyle hiç kimseyi kendimden çok sevmeyeceğim. Hiç kimse için üzülmeyeceğim, acı çekmeyeceğim. Buraya kadar. Sevmek isteyen, üzülmek isteyen, acı çekmek isteyen varsa buyursun. Benim artık düşünmem gereken bir ben’im var. Sadece onu seveceğim. Onun için yaşayacağım.
Biliyorum, size bencilce gelecek bu durum. Fakat yaşadıklarımı göz önünde bulundurduğumda hiç de öyle olmadığınını gördüm. Geçmişte Kötü günler yaşadım, hatalar yaptım her insan gibi. Fakat oturup ağlamanın, ahlanıp, vahlanmanın bu günüme bir faydası yok. Olmadığı gibi yarınımı da engelliyor.
Tutup kaldırın kendinizi ayağa. Sağlam durmalı başınız, dimdik yürümelisiniz hayat karşısında. Ve kaldığınız yerden devam etmelisiniz, çünkü başka şansınız yok. Hayat bir 'RİSK' tir. " Kovandan çıkmayan arı bal yapmaz" Korkarak yaşarsanız, hayatı ıskalarsınız. Yaşamak; sadece yemek, içmek, geziptozmaktan ibaret değildir. Önceliklerinizi belirleyip belli bir düzende ve ritimde savaşmaktır, mücadeledir, emektir. Emeksiz, yemek bile yavan olur. Her işe başlarken besmele çekmek gibi, her işte sevgi de mutlaka olmalı, mutlaka. Önceliğiniz ise kendiniz olmalı.
Ölümü dilemek ve beklemek için bile yaşıyor olmak gerekiyor. O sebepten intihar etmeyi düşünmüyordum ki, yaşayan bir ölüden pek bir farkım yoktu. Ölüler ise ancak ve ancak dirilmeyi arzu eder. Azrail kaç kez çalabilir ki bir Faninin kapısını. Daha kötüsü ne olabilir di, kaybedecek neyim kaldı ki. Eskiden camii yıkılır, mihrap yerinde olurdu. Oysa şimdi camii tüm ihtişamı ile gözleri okşuyorken, mihrabın yerinde yeller esiyor. Harabeden bir farkı olmayan gönülleri kim görebiliyor?
Allahtan başka...
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpık bacaklarıyla -ha düştü, ha düşecek-
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim
EMİNE HANIM BU NE MÜKEMMEL HESAPLAŞMA VALLAHİ HAYRAN KALDIM YAZINIZA MÜKEMMELSİNİZİ İNANIN İKİ AŞAMALI NELER VAR NELER .
Bu şiir ile ilgili 1 tane yorum bulunmakta