-Sorunumu size söyleyemem, eczacı hanımla görüşmeliyim.
-Eczacı hanım şu an laboratuvarda. Bir dakika bekleyin haber verelim.
Yetmiş yaşlarındaki kadının gözleri etrafı sıkıntıyla taradı. Dükkânın içinde bir kenara büzülüp orada yokmuş gibi durmak istiyordu sanki. Üstelik eczacı hanım da bir türlü gelmek bilmiyordu. (Hay Allah… Söze neresinden başlamalı… Doktordan… Evet evet; doktordan başlayabilirim…)
-Hanımefendi buyurun, benimle görüşmek istemişsiniz.
-Şeyy. Ben şeyi soracaktım; Doktor Hüseyin bey yaşıyor mu?
Bir deniz bekliyorduk. Duvara çarpıp ölmesi gibi
özgürlüğüne uçan bir kuşun. Anlamın
düğüm olduğu zamanlar. Bütün yaraları
denedim. Ağzımda kan tadı. Saklanacak
o su kıyısı uzakta. Dağıldım
yaşlandığım yol için. Hangi çağa gittiysem
Devamını Oku
özgürlüğüne uçan bir kuşun. Anlamın
düğüm olduğu zamanlar. Bütün yaraları
denedim. Ağzımda kan tadı. Saklanacak
o su kıyısı uzakta. Dağıldım
yaşlandığım yol için. Hangi çağa gittiysem