Geçmiş O Zamana Övgü Şiiri - Kürşat Usalan

Bir yanım hep yetmişli yıllarda kırık kaldı
Bir yanım sorguluyor dünya alemi

Bilmeden sarılırdım soluğun tutardı beni
Bir pencere açılrdı ta boğaziçine
Yetmişiki olurdu takvimler kanlı
Bir çocuk ağlaması hapsolurdu içime

Bir yanım hep yetmişli yıllarda kırık kaldı
Bir yanım sorguluyor dünya alemi

Öyle bir çocuktu ki o; kelebek ömürlü
Taş duvarlarda kaldı hep bacağının bir yanı
Yirmiüç Nisan’ların bayram olduğu yıllarda
Sonbahar meydanına darağacı kuruldu

Bir yanım hep yetmişli yıllarda kırık kaldı
Bir yanım sorguluyor dünya alemi

O zamanlar Kızılay’da Kızılay binası vardı
Ankara’lı üç camlı yana yatık otobüs
Tedavülden kalkmadan bu çocukluk günleri
Caddede tekerlek yaktılar dünyaya karşı

Bir yanım hep yetmişli yıllarda kırık kaldı
Bir yanım sorguluyor dünya alemi

Deniz nedir bilmezdik, serin gözlerin yoktu
Kabzamıza kazıdık en utangaç sözleri
Tel sapanlar depoda, dünyaya küskün
Sloganlar söylerdi duvarda türkümüzü

Bir yanım hep yetmişli yıllarda kırık kaldı
Bir yanım sorguluyor dünya alemi

İlk kitabım hediye solcu komşumdan
Bir,1 Mayıs sabahı, okullar tatil
Sorsam söyler mi babam grev ne demek?
Beslenme çantamda “bahar bayramı”

Bir yanım hep yetmişli yıllarda kırık kaldı
Bir yanım sorguluyor dünya alemi

Mamak dolmuşları nereden kalkıyor?
Şirin gecekondu evlerinden geçer mi?
Sonbaharda mahkumlar neyi özler?
Görüş günü olursa sen gelir misin?

Bir yanım hep yetmişli yıllarda kırık kaldı
Bir yanım sorguluyor dünya alemi

Sazın asılı hala odanın duvarında
Tavşan kanı çayını artık içemez olduk
Kurumuş dudakların sıcak yaz güneşinde
“Barikat”, sokağının, değişmiş adı olmuş

Bir yanım hep yetmişli yıllarda kırık kaldı
Bir yanım sorguluyor dünya alemi

Bir rüya gördüm sonra vatan-i görevimde
Bir çocuğu asmışlar henüz onyedisinde
Tank sesiyle uyanmış ülkemin kitapları
Telörgü ve geceyle kuşatmışlar yaşamı

Aklıma arka bahçemizdeki akşamlar geldi
Ölüme aldırmayan genç yaşlarımız geldi
Anneannemden istediğim peynir-ekmekler gibi
Doyurmuyor ki artık bir şey midemi

Herbirimiz birer yolcu olmuşuz
Yıllar arttıkça da artıyor yolculuğumuz
Uykusuz gecelerden Akdeniz’e sürüldük
Kazı şimdi kazıyabilirsen kendini

Bir yanım hep yetmişli yıllarda kırık kaldı
Bir yanım sorguluyor dünya alemi

17.04.1994
ANKARA