“neden adı gece yarısıdır saat yirmidörtlerin.
birinin tam bitişi ve hemen yerini alması bir yenisinin
neden adı gece yarısıdır bitişlerin ve başlangıçların.”
içimizde en güzel çiçeği toplayan senin ellerindi
yüreğinde bahardan başka hiçbir mevsim açmazdı.
hep tazeydi tomurcukların çiy damlalarıyla beslenirdi
Geçiyor önümden sirenler içinde
Ah eller üstünde çiçekler içinde
Dudağında yarım bir sevda hüznü
Aslan gibi göğsü türküler içinde
Rastlardım avluda hep volta atarken
Devamını Oku
Ah eller üstünde çiçekler içinde
Dudağında yarım bir sevda hüznü
Aslan gibi göğsü türküler içinde
Rastlardım avluda hep volta atarken
'neden adı gece yarısıdır bitişlerin ve başlangıçların.”iki zil arasındayız ve daha vakit varken.. Çok güzel bir şiiriniz..Kutluyorum,saygı ile.
Şair tören koymuş adını ama... Sanırım 'gece yarısı sancıları' olmalı... Nöbet gibi, günün en yalnız anlarında çıkıp gelen, bazen yalnızlıkla vals, bazen de sıtmalı bir üşüme...
Ölümün en çok akla geldiği bu anlarda 'dirençli' dizelerin çıkmış olması önemli... Hikayesindeki senfoninin de etkisini yabana atmamalı...
Müzik, 'ruhun gıdasıdır' diye boşuna dememişler...
Kutlarım şiiri ve şairi..
öLÜM YAŞAM KADAR UZAK GİTSİN ' usta ....siyah ne kadar bütün tenklerin sonu olsa da, o rengi yaşamaya değer,o 'na uyum sağlayacak tavrı hali vardır muhakkak ...ve şuna eminim ki maviden sonra şiire en çok yakışan renktir siyah ...
Yine bu gecemi de bir şiirinizle kapatıyorum ....daim hayranlığımla,yüreğinize sağlık .
Güzel bir çalışma.İmgeleriniz şiiri boğmamış.Akıcı ve güzel bir uslup kullanmışsınız.Beğeni ile okudum.Kutlamak isterim.
'içimizde en güzel çiçeği toplayan senin ellerindi
yüreğinde bahardan başka hiçbir mevsim açmazdı.
hep tazeydi tomurcukların çiy damlalarıyla beslenirdi
sadece sabahları biraz serin olurdun. '
çok beğendim... tebrikler...
'BENCE ŞİİRİN ADI GECE YARISI NÖBETLERİ OLMALIYDI YADA BEN HEP GECEYDİM.SEVEREK OKUNAN BİR ŞİİRDİ DOSTUM GİDEREK UNUTULMAYACAK USTALARIN İÇERİSİNE KARIŞIYORSUN. KUTLARIM. YENİ ŞİİRLERİNİ BEKLİYORUM. BENSE SEN DÜZ YAZI İLE VAKİT HARCAMA
Yüreğinize sağlık sevgili kardeşim... Zevkle okudum... Çok güzel... Ve Tam Puan... Selam, sevgi ve saygılarımla...
Güzeldi. Yüreğine sağlık.
tebrikler
namık cem
Bedřich Smetena, (d. 2 Mart 1824, Litonmyschl-Bohemya – ö. 12 Mayıs 1884, Prag). Çek müziğinin kurucusu kabul edilen piyanist, orkestra şefi, besteci. Müzik tarihindeki ilk milliyetçi bestecilerden birisidir.
İlk müzik eğitimini kemancı olan babasından aldı. Prag’daki bir okula yazıldıysa da şehirdeki konserleri takip etmeyi ve arkadaşları için küçük eserler yazmayı tercih ettiğinden okulu ihmal etti ve babası onu Plzen’deki başka bir okula yazdırmak zorunda kaldı. 1843’de Prag’a yerleşti ve geçimini öğretmenlik ile sağladı. Kont Leopold Thun’un evine yerleşerek bu aristokrat aileye müzik dersleri verdi ve kendisi de Josef Proksch’dan dersler aldı.
1847’deki konser piyanisti olma girişimi başarısız olunca Franz Liszt’in özendirmesiyle Prag’da bir müzik okulu açmaya karar verdi. Tahttan indirilen İmparator Ferdinand’a düzenli olarak çalarak ve özel ders vererek geçimini sağladı ve 1849’da Plzen günlerinden bu yana tanığı piyanist Katerina Kolárová ile evlenebildi. Bu evlilikten olan 4 kızından üçü, 1854-1856 arasında öldü.
Smetena, 1856’da Göteborg’de piyano öğretmenliği yapma fırsatı bulunca İsveç’e gitti. İsveç’te, piyanist, öğretmen ve şef olarak başarılı bir kariyer yaptı ve Liszt’den etkilenerek senfonik şiirler yazdı. Eşinin sağlık sorunları nedeniyle 1859’da ülkesine dönmek için yola çıktı ancak eşi yolda, Dresden’de hayatını kaybetti. Göteburg’da iki yaz daha geçirdi ve bu arada Bettina Ferdinandová ile ikinci evliliğini yaptı.
Macaristan’ın Avusturya’yı yenmesinin ardından doğmaya başlayan Çek milliyetçiliğinde aktif bir rol oynamak için ülkesine geri dönen Smetena, başlangıçta Prag’da eskisinden daha başarılı olamayarak hayal kırıklığına uğradı. 1866’da ilk operası Brandenburglar Bohemya’da sahneleninceye kadar ülkesinde fazla ilgi görmedi. Bunu, ikinci operası Satılmış Nişanlı izledi, daha sonra Dalibor ve İki Dul operalarını yazdı. 1866-1874 arasında Çek Ulusal Operasını yönetti ve 42 opera daha besteledi. Libuše adlı operası 1881’de Prag Ulusal Tiyatrosu’nun açışında sahnelendi. Bu operadan sonra Vatanım başlıklı senfonik şiirler besteledi. 1876’da Hayatımdan isimli, yaşamını anlattığı yaylı çalgılar dörtlüsünü yazdı.
1870’ten sonra işitme yetisini kaybetmeye başlayan Smetena, buna rağmen beste yapmaya bir süre daha devam etti. Ruhsal çöküntü içinde nöbetler geçirmeye ve dengesizlik belirtileri göstermeye başlayınca Prag'da bir akıl hastanesine yatırıldı. 12 Mayıs 1884'de bu hastanede hayatını kaybetti.
Smetena operaları ve senfonik şiirleri ile ülkesinin efsanelerini, tarihini, kahramanlarını orijinal bir müzik tarzı ile anlatmış ve ülkesinde ulusal kahraman olmuştur. Operaları içinde Satılmış Nişanlı bir başyapıt olarak kabul edilir. En çok bilinen ve sevilen eseri ise Bohemya’daki bir nehrin kaynağında doğuşundan denize dökülene kadarki öyküsünü anlattığı senfonik şiiri Moldau’dur (6 senfonik şiirden oluşan Vatanım’ın içinde yere alır). Smetana, Antonín Dvořák ve Leoš Janáček gibi sonraki kuşak Çek bestecileri için de ilham kaynağı olmuştur...(
Vikipedi)..._
bende yillar önce okumustum Bedřich Smetena siirlerinden siz eger yazmasaydiniz bu dünya edebiyatina degerli eserler veren insani...
sizin siirinizde Bedřich Smetena siiri kadar güzeldi...tebrikler
Bu şiir ile ilgili 23 tane yorum bulunmakta