saat : 00.01
gecenin yarısı ne zaman ve nasıl gitti ., hiç bilmiyorum ama
gecenin diğer yarısı anadan doğma ., önümde duruyor hala…
öyle fırtına kopmuş-öyle şimşek ve gök gürültülü gökyüzü
ve şişeden boşanır gibi yağan anason kokulu yağmur altında
kimsesizler otelimin yıldızlarını., yalnızlıklarla bırakıp baş başa
yürüyorum sırılsıklam ., her adımımda bin sarhoş küfür yüklü.,
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Hayat bu bazen gün vakitsiz batar bazen vakitsiz doğar. Güneşten yine de ümit kesmemekte sabaha erme ihtimali var.
Yazının final öncesi, karamsarlık , olumsuzluk üstüne olumsuzluk yığılırken finalde güneşin ortaya çıkması yükü haffiletip okuyucuya da kahramana da bir oh çektirici olmuş Tebrikler.
Umudu zamanın içinde, vaktinde göremiyor ya da yakalayamıyoruz!
Bazen burnumuzun dibinde olsa da! Ama gecenin ötesinde güneş varlığını göstermek için ortaya çıkacaktır! Sabır... Yüreğinize sağlık üstadım, çok değerliydi şiiriniz. Kutlarım, saygılarımla...
Gönderen: Nurettin Aksoylu
Alan: Cevat Çeştepe
Tarih: 10.04.2018 17:53
Konu: Yn: GECEYARISI DURAKSAMALARI. yeni şiir
An an ve zaman beklenen umut yanı başındayken bulunamayan yüreğinize sağlık hocam
Sevgili Kardeşim, değerli antoloji.com üyesi sayın: Cevat Çeştepe,
Şiirin akıcılığı, nesrin mükemmel betimleme gücü nefis imgelerle harmanlanarak; okunması,analiz edilmesi ve ilham alınması gereken muhteşem bir eser ortaya çıkmış.
Emek verdiğiniz, gönül sesiniz eserinizi beğenerek, duygulu ve usta kaleminize saygı duyarak okudum.
Nice böyle seçkin eserler ve en güzel günlerde görüşmek dileklerimle, sağlık ve mutluluklar diliyorum.
Nadide eserinizi beğenerek, antolojime ekliyorum.
Her şey sizin ve sevdiklerinizin gönlüne göre olsun.
Sevgi ve saygılarımı iletiYORUM.
Beğeni + Yorum + Antolojim.
Gönderen: Doğan Sarıyüce
Alan: Cevat Çeştepe
Tarih: 26.03.2018 19:02
Konu: Yn: GECEYARISI DURAKSAMALARI. yeni şiir
Gönül telini başka bir deyişle bam telini kimin yakalayacağı ne zaman yakalancağı bilenemiyor.Ve ne olacağı hiç belli olmuyor,saygılarımla nicelerine.
İfade zenginliğiyle duygular mısralara zaman geçtikçe nazlanmış. Güzel ve zevkle okunası bir şiir. Tebrik ederim.
Gönderen: Ünal Beşkese
Alan: Cevat Çeştepe
Tarih: 21.03.2018 17:23
Konu: Yn: GECEYARISI DURAKSAMALARI. yeni şiir
Cevat bey,
Hele bir durun, bekleyin gecenin ikinci yarısının da sonunu...
"Gün doğmadan neler doğar" demişler... Bakarsınız birden doğuverir güneş dört bir yanınızdan, hem bir sabahçı kahvesinden, hem bir toprak yoldan, hem de bir gemi güvertesinden....
saygım ve sevgimle efendim,
Ü.B
Öyle bir dünyada yaşıyoruz ki, bunca güzelliklerine rağmen, sanki karanlık dört duvar arasına sıkışmış gibi... Aydınlık ufukları bilip adım atmak istesek önümüzde setler... Hepsini arkada bırakıp engin denizlere, ufuktaki parıldayan ışıklara gitmek istesek, sandalımız delik... Her yerde acı, her yerde ihanet, her yerde zulüm... Duyarlı yürekler kaldıramayacağı kadar ağır...
Hayatın kahpe çarklarında ezilen, un ufak olan çocukların çaresizliği... İşte bu yüzden kadehe uzanır çoğu zaman duyarlı yürekler duyduğu ızdırabı körleştirmek veya bilemek için...
Ne kadar uzaklaşmak, kaçmak istese de bu duygulardan, duyduğu acı taş gibi ağırdır... Bir ses duymak ister insan, denizde boğulan bir insana uzatılmış bir ip gibi... Kuyularda kalana uzatılan bir el gibi... Bir adım atabilse belki aydınlık bir yola koşacak ayakları... Ama, insanın kendi kendini zincirlediği ve çözemediği prangalar engel olur buna istese de... Bilmez ki, bilemez ki şairin dediği gibi......
Her şiir, şairi için heyecan verici olduğu ölçüde,ondan yeni bir üretiyle karşılaşanlar için de ışıltılı bir giriş kapısı niteliğindedir.
Şiirde oluşumu böyle de okuyabilirsiniz.
Kutluyorum Sevgili ÇEŞTEPE.
Nicelerine.Erdemle
Gayet itinalı sürükleyici okuyucusunu şairin gezdiği yerleri beraberinde gezdirir bir eser yüreğinize sağlık kaleminize sağlı üstadım
Bu şiir ile ilgili 19 tane yorum bulunmakta