Gecenin Kuyruğunda Kıvrılan Zaman

Huban Asena Özkan
137

ŞİİR


2

TAKİPÇİ

Gecenin Kuyruğunda Kıvrılan Zaman


Şafak, bir kedinin sırtında taşıdığı ıslak tüyler gibi titreyerek düşer cama
Gün, henüz dilini yutmamışken,
Bulutların karnında biriken hikâyeler
Sokak lambalarının son nefesine karışır.
Bir çocuk, bisikletinin tekerleğine takılan
Vişne çekirdeklerini toplarken bulur **kayıp** kelimesini
Paslanmış bir anahtarla kilidi olmayan bir kapıyı zorlar gibi.

Kadın, balkonunda asılı çarşafların gölgesinde saçlarını tarar
Her tel, yer çekimine inat bir şiirin mısrası gibi kıvrılır havada.
“Rüzgâr,” diye fısıldar,
“Sözcüklerimi alıp denize fırlatıyor
Belki bir balık yutar
Ve kıyıya vurduğunda,
Kum tanelerine dönüşmüş sesimi bulursun
Ama kulaklar, dalgaların ezberinde
Sadece **susku**nun şarkısını dinler.

Bir kitap, rafın en kuytu köşesinde
Kendi cildinden sızan mürekkebi yalar .
Kahramanı, yarı yolda unutulmuş bir yolcunun
Ayakkabı bağcıklarını çözmeye çalışır.
Adam, metro istasyonunda
Duvar saatinin sarkık yüzüne bakarken anlar
Zaman**, rayların üstünde ezilen bir yaprak kadar kırılgandır.
Elindeki gazete, düşen her harfte bir yangının izini taşır.

Gece, kentin omzuna attığı pelerini silkelerken düşürür yıldızları
Biri kadının kahve fincanında erir,
Biri çocuğun ceplerinde.
Bir köpek, çöp konteynırının dibinde sevgiyi koklar
Kemirilmiş bir kemik, üzerinde diş izleriyle…

Ve gece,
Tavan arasına sıkışmış
Yitik bir zaman tomurcuklanmamış bir filiz,
Karanlıkta kendi köklerini yiyor…

Huban Asena Özkan
Kayıt Tarihi : 19.2.2025 14:46:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!